Gönderen Konu: ÖMÜR ORUCUNU BOZMAYALIM  (Okunma sayısı 495 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ÖMÜR ORUCUNU BOZMAYALIM
« : Temmuz 02, 2017, 12:12:55 ÖS »
ÖMÜR ORUCUNU BOZMAYALIM

Bir ramazan ayını daha geride bıraktık. Umulur ki Kâinatın Efendisinin ramazanla ilgili olarak “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azâbından kurtuluştur” müjdesine, bizler de ulaşmışızdır.

Dileriz ki Ramazana elveda demiş olmamız; aynı zamanda, kulluğa, itaate, istikamete, cömertliğe, namaza niyaza da “Elveda!” demek olmasın.

Umulur ki Ramazan ikliminde bir ay oruçlarla, dualarla, hayır hasenatlarla, zikirlerle, fikirlerle Mevlana’nın tabiriyle söylersek, “Mihrap kenarındaki mum gibi” kıvama girmiş olması gereken kulluk anlayışımız; şu ilâhi ikazdan gereken dersi almış olsun. Yüce Rabbimiz buyurdu: “İpliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın.” (1)

Yine arzularız ki, “Bayrama Merhaba” demiş olmamız; yalancılığa, haksızlığa, gaddarlığa, içkiye, kumara tüm çirkinliklere ve kötülüklere yeniden “Merhaba” demek olmasın. Evet, olmasın ki geçmişte insan suretinden çıkarılan ümmetlerin akıbetine bizler de uğramayalım.

Ashab-ı Kiram’dan Hz. Huzeyfe’ye (r.a.) sordular;

“Şu İsrailoğulları, dinlerini terk ettikleri için mi suretleri değiştirilerek, hınzır ve maymuna dönüşmek ve kendi kendilerini öldürmek gibi çeşitli şekillerde azap edildiler?”

Huzeyfe (r.a.)’ın onların bu sorularına cevabı şu idi:

“Hayır, onlar Allah’ı açıkça inkâr etmediler, fakat kendilerine emredilenleri yapmamak ve yine onlara yasaklanan şeyleri yapmak hususunda ısrar etmeleri sebebiyle, tıpkı bir insanın, gömleğinden sıyrılıp çıktığı gibi, onlar da dinlerinden sıyrılıp çıktılar.”(2)

Böyle bir felaketten uzak olmamız için, Ramazanda kazanılan iman disiplinini ve kulluk çizgisini kaybetmememiz gerekir.. İnsanoğlunu zatına kulluk etmesi için yarattığını bildiren (3) Yüce Yaratıcı; “Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk et!” (4) âyetiyle onun bu görevi son nefesine kadar sürdürmesini emretti. Bizlerden kesintisiz yapılması istenen görev sadece ve sadece kulluk.

Kulluk; başta Tevhîdi İman, Namaz, Oruç, Zekat, Hac olmak üzere yapılan her işin, sergilenen her tavrın, “Benim..” diye nitelendirilen her şeyin, Yüce Allah’ın rızasına uygun olması anlamına gelir. Bu da insanın hayat biçimini (dinini) şu veya bu anlayış ve görüşe göre değil, Yüce Mevlâ’nın emir ve yasaklarına göre şekillendirmesi demektir.

İşte ömür orucu budur. Yani son nefese değin süren “Kulluk” disiplinini bozmamak.

Allah’ın buyruklarını ihmalden, haramlarını işlemekten sakınılan bir hayatı sürdürmek. Her zaman, her mekan ve her hususta bu istim üzere bulunmak. Emrolunduğu gibi dosdoğru olabilmek. Kur’an’ın rehberliğinde yaşayan müttakîlerin (Rablarına ters düşmekten korunanların) saflarında yer alabilmek.(5) Ki, Yüce Kur’an’da Ramazan orucunun müminlere bunun kazanılması için farz kılındığı belirtilmişti.

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılınmıştır. Umulur ki korunursunuz.”(6)

Evet, Yüce Rabbimiz, tutulacak oruçlar için hedefi böyle belirlemişti: Takva!

Oruç, nefislere “dur!” diyebilmenin, onların esaretinden kurtulup, onlara efendi olabilmenin eğitimi idi.

Oruç; nefislerin peşinde sürünme yerine onları gütmenin tatbikatıydı.

Oruç; nefse “ben senin istediğini değil, sen benim istediğimi, benim istediğim zamanda ve benim istediğim şekilde yerine getireceksin” diyebilmeyi öğrenmenin biricik yoluydu.

Oruç; dünya sınavında tüm engelleri aşmanın, bütün saldırıları püskürtmenin ve düşmanları yenmenin olmazsa olmaz şartı olan, öncelikle kendi nefsine hakim olma melekesinin kazanılmasıydı.

Oruç; Allah’ın helâl kıldıklarından uzak durarak, sonsuza değin haram kıldıklarını terk etmenin azmi ve uygulamasıydı.

Ki oruç; kendisini tutanlara bir çağrıydı:

“Ey, benim için Allah’ın helal rızıklarını yemeyip, onlarla belli bir müddet için ilişkisini kesen Müslüman!

Allah’ın haram kıldığı yasaklardan niçin yakanı kurtaramıyorsun, onları niçin terk etmiyorsun?”

Oruç, oruç tutmakta asıl maksadın aç susuz kalmak değil, Takva’ya (Yaratıcıya ters düşmekten sakınmaya) ulaşmak olduğunun hal lisanıyla ikazıydı.

Yüce Mevlâ, sadece Ramazan boyunca değil, ömür boyunca kulluk diyor. Ve O’nun emirlerini ihmal etmek ve yasaklarını işlemek ise işte bu disiplinden çıkmak, yani ömür orucunu bozmak oluyor.

Ramazan oruçlarıyla bir ömür boyu Allah’a ters düşmeme melekesini yani takvayı kazananlara ne mutlu!

-------------------------

1- Nahl Suresi, Ayet 92

2- İbn-i Hacer Heytemi, İslamda Helal ve Haramlar, c.ı., s.22

3-Zâriyat, 56

4- Hicr, 99, TDV Meâl, s.266.

5-Bakara, 2.

6-Bakara, 183

Süleyman Önsay.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42