Gönderen Konu: MEHMET AKİF ERSOY’UN AHLAK ANLAYIŞI  (Okunma sayısı 178 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 631
    • www.fanidunya.net
MEHMET AKİF ERSOY’UN AHLAK ANLAYIŞI
« : Eylül 27, 2022, 01:53:27 ÖS »
MEHMET AKİF ERSOY’UN AHLAK ANLAYIŞI

Ahlak kavramı, düşünürler tarafından farklı ifadelerle açıklanmaya çalışılmıştır. Bu farklılıklar; benimsenen ahlak prensiplerinin değişik olmasındandır. Aynı zamanda toplumlardaki ahlak problemlerinin ve ahlakla ilgili değer yargılarının değişkenliğinden kaynaklanmaktadır. Onun içindir ki ahlaki anlayışlar, tutum ve davranışların toplumlara ve yaşanılan çevreye göre değişiklik arz etmesi sosyolojik bir gerçektir.

Hilmi Ziya Ülken, ahlakı şöyle tanımlamaktadır: “Sosyolojik anlamda hulklar, huylar; âdetler ilmi anlamına gelmektedir. Ahlak (morale) teorik ahlak ve pratik ahlak diye ikiye ayrılır. Her ikisi de birer toplum olayı olarak sosyolojinin konusuna girer. Etik ise en geniş anlamıyla insan davranışının teorisi olmak üzere felsefenin bir dalını meydana getirir. Etik kavramının bu yönüyle sosyolojiyle ilişiği yoktur.” (Hilmi Ziya Ülken, Sosyoloji Sözlüğü, 1969, İstanbul, MEB Yay., s.5.)
Sosyoloji disiplininde toplumsal bir olgu olan ahlak; toplumsal bilincin yansımasıdır. Ahlak, bireysel bir olgu olmakla birlikte sosyal bir olgu özelliği de taşır. Ahlaki kurallar sosyal bir hedef barındırır. Toplumla birlikte içinde yaşayan fertler de bu ahlaki hedef doğrultusunda hareket ederler. Ahlaki kuralların oluşumu ve uygulanması toplumun tamamını ilgilendirir. Toplumu oluşturan fertler, kendine özgü olan ahlaki kuralları toplumun yeni fertlerine, sistem ve kurumlar içerisinde aktarırlar. Sosyolojik açıdan ahlakın önemi, toplumun bir arada yaşamasını sağlayan önemli toplumsal normlardan birisi olmasından kaynaklanmaktadır. Auguste Comte toplumların varlığının, üyeleri bir arada tutabilecek özellikleri haiz zorunlu konsensüsle mümkün olacağını söylemiştir. Dinî inanç, işlevsel bakımdan toplumsal bütünlüğü sağlayan güçlü bir etkendir. Sosyologlar, ahlakı, toplumsal bütünlüğün zorunluluğu hatta en mühim unsuru kabul etmişlerdir. Çünkü bir toplumu ortak ahlaki fikirler oluşturmaktadır. Bu bakış açısına göre örf, âdetler ve ahlak normları toplum içinde yaşayan bireyin davranışlarını düzenlemekle birlikte toplumun sıhhatli bir şekilde devamlılığını da temin eder. (Erol Güngör, Ahlak Psikoloji ve Sosyal Ahlak, 1995, İstanbul: Ötüken Yayınları.)

Ahlak, doğruların ve yanlışların neler olduğuyla ilgilenir. Kültürel dinamikler, dinî inanışlar, toplumsal yargı ve ilkeler ahlakın kapsamı içindedir. Mehmet Akif, “Uyan” adlı şiirinde ahlakın yücelmesinin ahlak ile mümkün olduğunu savunurken ahlakın kaybedilmesinin millî değerlerle birlikte toplumun her şeyini kaybetmesi olarak görür. (Mehmet Akif Ersoy, Safahat, (haz: Hüseyin Su-Abdurrahim Karadeniz) 2009, İstanbul, Hece Yayınları.)

“Fakat ahlakın izmihlali en müthiş bir izmihlaldir;
Ne millet kurtulur, zira ne milliyet, ne istiklal.
Oyuncak sanmayın! Ahlak-ı millî, ruh-i millîdir;
Onun iflası en korkunç ölümdür: Mevt-i küllidir.”

Akif’in kastettiği millî ahlak, toplumun düzeni, huzuru, mutluluğu, kalkınması ve geçmişle birlikte geleceği için fedakârlık gösterilmesinin bir neticesidir. (Osman Türk, “Mehmet Akif Ersoy’un ‘Safahat’ Adlı Eserinde Sosyal Eğitim Unsurları”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, S: 26, Mart 2016, ss. 443-457.) Akif; İslam, iman ve ahlakı iç içe görür.

İman sahibi bir kimsenin hayatında ahlakın tüm kuralları müşahhas bir şekilde kendini göstermelidir. Bunu gösteremeyen bir inancın değeri yoktur.

Akif, iyi ve kötü tanziminde; imanla birlikte ibadetler ve bu bütünlüğün hayata yansımasını elzem görür. Akif’in ilk dayanağı iman, ikinci dayanağı ise ibadettir. İslam’ın emrettiği şekilde hayatını idame ettirmeye çalışan Akif, iyiliğin yanında kötülüğün karşısında olmuş ve bunu genç nesillere öğretmeyi istemiş. Böylece ahlakı bir muhafız olarak milletinin bilinçlenmesine vesile saymıştır. Toplumsal değişmenin dindarlık algısında da yeni değişimlere sebep olduğunu beyan ederek toplumsal değerlerin kutsal anlayışının basite indirgendiğini, ibadet edenlerin aşağılandığını, utanma duygusunun kaybedildiğini söylemekte; yalanın vefasızlığın kol gezdiği bir toplumda bağımsızlık ve yüce değerleri ayakta tutmanın zorluğundan, hatta ahlaki çöküntünün devleti de çökerteceğinden bahsetmektedir:

“Ömürlerdir bir alçak zulme miskin inkıyadından,
Silinmiş emr-i bi’l-ma’rufun artık ismi yâdından.
Haya sıyrılmış, inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde...
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!
Vefa yok ahde hürmet hiç, emanet lafz-ı bi-medlûl;
Yalan raic, hıyanet mültezem her yerde, hak meçhul.
Yürekler merhametsiz, duygular süfli, emeller har;
Nazarlardan taşan ma’na ibadullahı istihkar.
Beyinler ürperir, ya Rab, ne korkunç inkılab olmuş:
Ne din kalmış, ne iman, din harab, iman türab olmuş
Mefahir kaynasın gitsin de, vicdanlar kesilsin lal.
Bu izmihlal-i ahlakî yürürken, durmaz istiklal!”

Akif, ahlak üzerinde önemle durmuş; milletleri yükselten veya çökerten en önemli faktörün sahip oldukları ahlaki yapı olduğunu belirtmiştir. Akif, İslam toplumunun geçmişte büyük bir güce sahipken daha sonra sosyal çözülüşe sürüklenişini, ahlaki değerlerin zayıflamasına bağlamıştır.

Akif çok çok dürüst bir karaktere sahiptir. Hayatını, sözünü, özünü, fiillerini dürüstlük üzerine bina etmiştir. Bu hâli, şahsiyetiyle eserlerinin uyumunu da gösterir. İşte onun ahlaki doğruluk prensipleri:

“Doğruluk, ahde vefa, va’de sadakat, şefkat;

Âcizin hakkını i ‘la ya samimi gayret;”

Şairimizin dürüstlük ve samimiyetteki hassasiyetini Mustafa Özçelik şöyle tasvir eder: “Akif, dürüst bir mümin kimliğinin gereği olarak samimi, riyasız bir insandır. Ne yazdı ise duyarak yazmış, ne söyledi ise duyarak söylemiş, inandıklarını yapmış ve yaşamış, inanmadıklarına asla iltifat etmemiştir. Hep doğrudur ve doğruluktan yanadır. Bu dürüstlük hem hayatının hem eserinin en önemli özelliği olmuş, bilhassa bu yönüyle dost düşman herkesi kendisine hayran bırakmıştır. Öyle ki onunla aynı kanaatleri taşımayanlar bile bu yönünü hem de hayranlık duyarak kabule mecbur kalmışlar ve onun en karakteristik yönünün “samimiyet” olduğunu ısrarla belirtme ihtiyacı duymuşlardır.” (Mustafa Özçelik, Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat, 2009, İstanbul: Nar Yayınları, s.12.)

İnanmış bir salih mümin imanıyla insanları sever ve hoşgörüyle davranır. Güçsüz durumda olan kadınların, çocukların ve fakirlerin hamisidir. Vefa sahibi olarak dostlarını unutmayan bir şahsiyete sahip olan Akif; vefasızlardan ve emanete riayet etmeyenlerden, yalan söyleyenlerden, haksızlık yapanlardan şikâyetçidir:

“Vefa yok ahde hürmet hiç, emanet lafz-ı bî-medlûl;
Yalan raic, hıyanet mültezem her yerde, hak meçhul.”

Millî şairimizi rahmet ve minnetle anarken onun Kur’an ve sünnetten beslenen ahlak anlayışını bir kez daha hatırlamakta fayda vardır.

Musa Tektaş

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41