Gönderen Konu: İslam Kardeşliğini Yaşayalım, Yaşatalım  (Okunma sayısı 220 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
İslam Kardeşliğini Yaşayalım, Yaşatalım
« : Aralık 16, 2019, 10:04:59 ÖS »
İslam Kardeşliğini Yaşayalım, Yaşatalım
   
Din kardeşliğimizi unutmayıp, yaşamamız, dinimizin ahkâmını hayatımıza yansıtmamız, bütün şer güçlerin ‘vicdanlara hapsedilip hayata müdahale etmesin’ yaygarasına ‘örnek insan/örnek Müslüman’ olarak cevap vermemiz şarttır. Nasıl, nereden başlayalım?

Cevabını okuyup yaşayalım, yaşatalım. Pasif iyi değil; aktif iyi olalım. Şerrin, kötülüğün, zulmün yaygınlığı, onların ortalığa hakim olması bizim pasifliğimizden, müteşebbis ruhu kaybetmemizdendir. İşte cevabı!

İslam kardeşliği 5 şeyi emreder.

Birincisi, kardeşlik hukukunu emreder. Kardeşinin hakkını kendi hakkın gibi savunmaktır. İşte, İslam kardeşliği bunu emreder. Kardeşine bir tehdit yönelirse onun hukuku senin hukukundur, der. Onun hukukunu çiğneyen senin hukukunu çiğnemiştir. Göğsünü siper etmek görevindir, der.

İkincisi, İslam kardeşliği sevgiyi emreder: Çünkü sevgi bu kardeşliğin temelindedir.

“Cennete giremezsiniz, iman etmedikçe! İman etmiş sayılmazsınız, birbirinizi sevmedikçe!”

Kardeşlik adına Allah’ınızın aşkına! Sevgi dudakta değil, sevgi yürekte ise, Allah’ın izniyle harcayın çoğalsın. Çünkü insanın harcadıkça çoğalan sermayesi sevgidir. Kardeşinize sevginizi verin ki Allah size sevgi nazil etsin. Kardeşinizi sevin ki Allah da sizi sevsin!

Ayırana sırtınızı dönün. Allah’ınızın aşkına! Kim kardeşliğimize laf etti, kim bizi parçalamak istiyor, kim daha alt kimlikleri İslam’ın yerine koydu, kim Müslümanların arasına fitne saçıyor; kim mezhepçilik, meşrepçilik,  meslekçilik, şuculuk, buculuk, oculuk yapıyor, ona sırtınızı dönmek Müslümanlık görevinizdir. Kim de size kardeşliği öğütlüyor, sizi sevmeye çağırıyor, birleşmeye çağırıyorsa, ona kucak açın, ona yüreğinizi açın, onu bağrınıza basın, onu kardeş bilin, onu dinleyin. Ölçünüz, ölçümüz bu olsun. Bu olsun ki iki ayaklı şeytanlar aramızı ayıramasınlar, ölçümüz bu olsun ki bizi el-âleme rezil etmesinler. Ölçümüz bu olsun ki, Allah üzerimizden bereketi kaldırmasın. Ölçümüz bu olsun ki, Âlemlere rahmet, Muhammed aleyhisselamın kaşları çatılmasın.

Üçüncü olarak, İslam kardeşliği kardeşlik ahlakını emreder: Kardeşlik ahlakının en güzel ifadesi, Allah resulünün şu cümlesinde gizli:

“Kendin için istediğini kardeşin için de iste.”

Bu kadar! Kendin için ne istiyorsun, kardeşin için de iste.

Ey Türkler! Kendiniz için istediğinizi Kürt kardeşleriniz için de isteyin!

Ey Kürtler! Kendiniz için istediğinizi Türk kardeşleriniz için de isteyin!

Ey Müslümanlar! Kendiniz için istediğinizi insan kardeşleriniz için de isteyin! İman mı istiyorsunuz onlar için de iman isteyin. Cennet mi istiyorsunuz, onların da cennete kavuşması için onlara da Hakkı ve hidayeti taşıyın. İşte budur, kendin için istediğini başkası için de istemek.

Dördüncüsü, İslam kardeşliği eşitliği emreder: Ben neye layıksam, kardeşim de ona layıktır. Efendimiz, bir tarağın dişleri gibi diyor ya, bir tarağın dişleri gibi anaların hür olarak doğurduğunu kula kul edemez.

İman Kardeşliğinin Vahiyle İnşası Kur’an’da bir vakıa olarak biyolojik kardeşliğin, kan bağının önemi teslim edilmekle birlikte, asıl kalıcı ve ebedi olanın iman kardeşliği olduğunu ihmal etmeyelim. Kur’an-ı Kerim’in uygulayıcısı, yaşayan/yaşatan iki ayaklı Kur’an olan Peygamberimizin izini sürmeyi ihmal etmeyelim.

Beşincisi, İslam kardeşliği dayanışmayı emreder:

İslam kardeşliği 5 şeyi yasaklar:

Irkçılığı ve asabiyeti yasaklar: İlk ırkçı kimdi biliyor musunuz? Şeytan! İlk ırkçı şeytandır. Her mesleğin ve mezhebin bir kurucusu vardır. Irkçılık mezhebinin kurucusu şeytandır. Çünkü Allah’a itiraz ederken demişti ki: Beni ateşten, onu çamurdan yarattın. Ben ondan üstünüm. Niye? Hammaddem üstün. İşte ırkçılık böyle başladı. Irkçılık yapan asabiyet yapan, ırkıyla, rengiyle, soyuyla, sopuyla övünen, takva dışında bir şeyi övgü vesilesi yapan Şeytan mesleğine intisab etmiş olur. Başka bir şey değil!

İslam kardeşliği zulmü yasaklar. “Sakın zalimlere meyletmeyin. Sonra ateş size de dokunur.” Zalime meyletmek! Ne kadar tehlikeli. Müslümanın yapacağı iş mi? Gerekçesi ne olursa olsun, ‘zalim benden’ diye zalime mi meyledeceğiz?

Yakışır mı bu Müslümana, yakışır mı Kur’an’a iman edene, yakışır mı Rasule iman edene… Onun içindir ki kim olursa olsun mazlumdan yana, kimden gelirse gelsin zulme karşı!

Doğrunun, iyinin, güzelin yanında olmak; yanlışın, çirkinin, kötünün, zulmün (her çeşidinin)

Karşısında bulunmak. Kimden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın.

İslam kardeşliği tahakkümü reddeder. Kimse doğuştan üstün değildir. Kimse kimseye tahakküm edemez. Hiç kimsenin ayrıcalığı yoktur. Dolayısıyla kimse diğeri üstündeki tahakkümüne cici ve tumturaklı bahaneler mazeretler bulmasın.

Dürüst olmak lazım. Biz Müslümanız. Bizi Allah terbiye etti. Dürüst olalım.

Nefret ve öfkeyi reddeder: Zalim için olan nefretimizi zalim için layıktır. Peki mazluma olan nefretin izahı nedir? Dolayısıyla zalime nefretimiz bile zalimin ırkına dönerse biz zalim oluruz. Bu zalim, falan ırktan, bu zalimin ırkının tamamına nefret besliyorum. İşte sen zalim oldun. Biz bunu yapamayız. Dolayısıyla dindar kindar olmaz.

Ölçümüzün ‘Allah için sevmek, Allah için buğz etmek’ olduğunu unutmayalım!

Var mısınız dünyanın vicdanı olmaya?

Var mısınız pasif iyiler yerine aktif iyiler olmaya; oturan iyilerden olmak yerine koşan iyiler olmaya.

Rasûlullah aleyhisselam buyurdular:

“Allah katında, kulun şöyle demesinden daha sevimli bir dua yoktur: “Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e umûmi bir rahmet ile merhamet eyle!”

 Ya Rabbi ümmetine kardeşlik ruhunu arttır! Ümmetine birliği nasib eyle!

Yaşar Değirmenci.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41