Gönderen Konu: REENKARNASYON - RUHLARIN DÜNYAYA GERİ DÖNMESİ  (Okunma sayısı 1109 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
REENKARNASYON - RUHLARIN DÜNYAYA GERİ DÖNMESİ
« : Şubat 24, 2017, 09:11:57 ÖS »
Reenkarnasyon

Binlerce yıl öncesine da    yanan Hint felsefesinin "Tenasuh" inancı, yani, ölümü tadıp biyolojik beden hayatından, ruhi beden hayatına geçtikten bir süre sonra yeniden biyolojik bir bedene girerek dünyaya geri dönme görüşü günümüzde de yeniden gündem bulmaktadır. Bu inancın temelini kötü ruhun temizlenmesi düşüncesi oluşturmaktadır. Bunun için bir ruh gö çüne gerek duyuluyor ve ruh tekrar tekrar dünyaya gelip gitmelerle kendini temizlemeye çalışmaktadır.
Reenkarnasyonun gerekçesi olarak ileri sürülen görüşler şöyle özetlenebilir:

"İnsanlar farklı imkan ve kabiliyetlerle dünyaya geliyorlar, ruhlar doğuştan eşit değildirler. Tanrı adaletinde ruhları eşit olarak dünyaya göndermemiştir. Adaletsizliğin ve eşitsizliğin giderilebilmesi, ruhların eşit ve adil bir tekamül seviyelerine ulaşmaları için tekrar bedenlenme bir ihtiyaçtır. Karakterlerin farklılığı, tutumların çeşitliliği, ahlaki niteliklerdeki oransızlık, bu niteliklerin kiminde az, kiminde çok olması, tek kelimeyle gözümüze çarpan eşitsizlikler ancak tekrar tekrar pek çok kez bedenlenme olayı ile açıklanabilir. Bize bir tek bedensel yaşam verip bu denli eşitsiz parçalara bölmüş ve vahşiden uygara bu denli farklı ahlaki düzeyler ve yine bu denli farklı maddi zenginlikler vermiş bir Tanrı hakkında ne düşünülebilir? Reenkarnasyon yasası diye bir şey söz konusu olmasaydı dünyada büyük bir haksızlık egemen olurdu, diye düşünülebilecekti. Tüm bu karanlıkları tekrar bedenlenme, yani reenkarnasyon öğretisi aydınlığa kavuşturur."[1]

Bu ve benzeri iddialar, reenkarnasyon doktrininin esas maddelerini oluşturur. Bu itibarla ruhlar, dünyadaki yaşam tarzlarına, yaptıkları amellerine göre eşitsizliklerin giderilmesi ve adaletin sağlanması, ruhi tekamüle erişmek amacıyla, bazen kendi bedeninde, bazen başkasının bedeninde, bazen hayvan, (domuz, köpek, eşek), bazen de yüksek mevkilerin sahibi olarak tekrar bedenlenme (reenkarnasyon) halinde dünyaya gelir. Ve bu yeniden bedenlenme sürekli devam eder, sonsuza dek tekrarlanır.[2]

Reenkarnasyon inancının Hindistan'da neşv u nema bulması oradaki düşünce sistemiyle, hayat tarzıyla yakından ilgilidir. Kast sisteminin hakim olduğu, dünyada iken kendi kastını, sınıf ve tabakasını değiştiremeyen Hindu'ya bir teselli olarak tekrar tekrar dünyaya gelme inancı sunulmuştur. Hintli, bu tekrar gelmeler, gitmeler sonucunda daha üst tabakalara yükselme imkanına sahip olabilecektir. Aksi takdirde aşağılık hayvan ve bitki olarak tekrar dünyaya gelmesi söz konusudur. O halde mevcut düzene isyan etmeden itaat etme gereği duyacaktır.
Reenkarnasyon'un Çıkmazları

Rene Guenon, Ruhçu Yanılgı adıyla Türkçe'ye çevrilen eserinin reenkarnasyona ayırdığı sayfalarında, reenkarnasyonu modern, batılı bir buluş olarak tanımlıyor ve onu basit bir felsefi kavram olarak niteliyor, hatta kendi ifadesiyle reenkarnasyon, "aşağı seviyede bir felsefi kavrayıştır ve tamamıyla saçmadır, filozoflarda pek çok saçmalıklar vardır, fakat onlar hiç olmazsa bu saçmalıkları genelde hipotezler olarak sunarlar, neospritualistler ise filozoflardan daha çok yanılgı içindedirler. Çünkü batıda reenkarnasyona sahip çıkanlar spritualistlerdir, ruhçulardır."[3]

Reenkarnasyoncular veya tenasuhçular, ruhun geri dönüp yeni bir bedenle birleşme iddialarına ciddi hiçbir delil bulamamaktadırlar. Bu inancı hipnotizma ile desteklemeye çalışmaktadırlar. Fakat bunu yaparlarken de çok ciddi tezatlar yaşamaktadırlar. Ve hipnotize edilen kişinin sözlerine işlerine geldiği zaman değer verirlerken, işlerine gelmediği zaman ise  kulak tıkamaktadırlar, kitap ve makalelerine o sözleri taşımamaktadırlar. Mesela Dolores Cannon' un Ölümün Ötesi isimli eseri bu tür çelişkiler, sansürler ve ilkesizliklerle doludur.[4]

 Acaba geri dönecek olan ruh, dönüş zamanlamasını nasıl ayarlamaktadır? Sınıf ayırımına tabi tutulma işlemi, din ayırımı gibi durumlarda hangi yol ve yöntemleri uygulamaktadır? Kast sistemindeki gibi geri dönüşümü, alt veya üst kasta (sınıfa) geçişi kim planlamaktadır? Ya da ruhun geri dönüş programını kim düzenlemekte, bir takvim ve planlamaya bağlamaktadır?[5]

Ölümü ve geri dönüş organizasyonu kim sağlamaktadır? Bazıları bu soruya, yücelmiş ruhlar, cevabını vermektedirler. Peki o ruhlar nerede bulunmakta ve onlara bu yetkiyi kim vermektedir?

Eğer cevapları Allah ise, Yüce Allah Kutsal Kitapların hiçbirinde dünyadaki yeniden bedenlenmeye  reenkarneye yeşil ışık yakmadığı gibi sürekli ahiret hayatına, hesap meydanına ve cennet ile cehennemin varlığına dikkat çekmektedir.

İyiliklerin ve kötülüklerin karşılığını Ahirette vereceğini  bildirmektedir. Eğer dünyada yeniden bedenlenme varsa, cennet ve cehennemin hiçbir anlamı olmaz. Hesap meydanı, Mizan, Sorgulama gibi kavramların Kutsal kitaplarda ve özellikle Kur'an'da yer almamış olması gerekirdi. 

Ayrıca geri dönen beden, cinsiyet ve ırk ayırımı yapacak mı, coğrafya farkı uygulayacak mı? Dinler arasında ne gibi ayırımlar yapmaktadır? Bir müslüman için ruhun kirlerden arınması için tövbe yeterli görülürken, Hrıstiyanlar, günah itirafını veya rahibin vaftiz etmesini şart koşmaktadırlar. Hinduizmde ise arınabilmesi için Ganj nehrine girmesi veya ölmesi ve bir alt sınıftaki bedene girerek ceza çekip bedel ödenmesi istenmektedir. Geri dönecek olan Hintli bir kişinin ruhu, bir Müslümanın veya bir Hristiyanın bedenine girerse nasıl arınacaktır? Veya ölen Hintli bir kölenin ruhu bir hayvanın bedenine girerek hangi güzellikleri sergileyerek arınacaktır? Burada çok büyük bir çelişki bulunmaktadır. İnsan iken arınıp tekamül edemeyen, kendisini geliştirip bir üst sınıfa geçemeyen ruh, bir hayvanda bunu nasıl başarabilecektir? İnsan iken tekamül edemeyen hayvan olunca mı tekamülü gerçekleştirecektir?

 Ayrıca dünyadaki eşitsizlik ve adaletsizlik bir gerekçe olarak sunulmaktadır. Allah'ı gereği gibi iyi tanımayanların, İslam'ın Ahiret inancı hakkında bilgisi olmayanların bu tür  basit anlayış ve düşünceler geliştirmesi vahyin nurundan kopuk oluşun bir tezahürüdür sadece. Allah bazı bedenler için ruhlar yaratıyor da, yeni yaratacağı bedenler için de yeni ruhlar yaratmaktan âciz midir ki, yeni bedenlere eski ruhları yerleştirsin? Zaten Ahiretten kopuk bir adalet anlayışı, adalet kavramını yok eder, dünyayı yaşanmaz bir çilehaneye dönüştürür.

Eğer bir hayat yaşamışsa, o hayatta edindiği tecrübelerinden de yararlanması gerekir. Hayvanların bedenine giren ruhlar da insani bazı özellikler sergilemelidirler. Oysa şimdiye kadar bir hayvanın insanca hareket ettiğine şahit olunmamıştır.

[6]Eğer ruh bir hayat yaşamışsa, neden doğar doğmaz önceki hayatının tecrübelerini  kullanmamaktadır? Yoksa onları hatırlamıyor mu? Hafızası siliniyor mu acaba? Yok eğer tecrübelerini hatırlamıyorsa o zaman hipnotizma ile dillendirilen bütün eski yaşamlar büyük bir yalandan öteye geçemeyen hezeyanlar olur.

 Reenkarnasyonu ispat için hipnotizma veya ruh çağırma seanslarına sığınan ve oralardan bilgi toplayan kişilere muhtemeldir ki cinler veya şeytanlar yardımcı olmaktadır.[7]

Yoksa hipnotize edilen bir insanın çok daha önceden ölen bir insanın ölüm anını bilmesi ve hatırlaması, fakat aynı kişinin hayatındaki çok önemli diğer olayları bilmemesi mümkün olamaz. Cin ve şeytanların uzun ömürlü olması hasebiyle, daha önceleri birlikte bir süre bulunduğu bir insanın ölümüne de şahit olması durumunda hipnotize edilen insana, ne zaman öldüğü veya belirtilen bir zamanda ne yaptığı sorulduğunda cinşeytan o esnada birlikte bulunduğu kişide izlemiş olduğu olayları anlatmaktadır. Bu durum ruh veya cin çağırma olaylarında da aynen tekrarlanmaktadır. Geniş bilgi için İbrahim Canan'ın Hadis Ansiklopedisi adlı eserine bakılabilir.[8]

------------------------------------------------------------------------------------------------------

Dipnotlar

1. Prof. Dr. Şerafettin GÖLCÜK, Reenkarnasyon, (makale) İnternet, kubacami.com/konular/ reenkarn/ana_sayfa.htm / 2.Şerafettin GÖLCÜK, a.g. makale / 3. Rene Guenon, Ruhçu Yanılgı, s. 174, İz Yayıncılık, 1995, İstanbul / 4. Dolores Cannon, Ölümün Ötesi, (terc. Eden. Semra Ayanbaşı), Akaşa Yay. İstanbul, 1998  / 5.Arif Arslan, İman Esasları Açısından Reenkarnasyon, s.35, Adese Yay. İstanbul, 1997  / 6.Arif Arslan, a.g.e., s.23,  / 7.Şerafettin GÖLCÜK, a.g. makale / 8.İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, c.3, s.

Selami Yalçın.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: REENKARNASYON - 1 RUHLARIN DÜNYAYA GERİ DÖNMESİ
« Yanıtla #1 : Şubat 24, 2017, 09:34:13 ÖS »
Reenkarnasyon 1

Reenkarnasyon inancın    da suç ve cezanın şahsi   liği prensibi de yok olu    yor. Beden değersiz bir hal alıyor. Ayrıca beden ruh için ceza çeken bir hapishane veya işkence odası durumuna giriyor. Ruhun cezasını beden öder. Burada akıl devre dışıdır, kalp devre dışıdır, hür irade diye bir şeyden söz edilemez. Ödül ve cezayı arınmış ruhlar tayın ettikleri için kişi, kaderinin kölesi ve mahkumudur. Kral da kaderin kölesidir, köle de yine kaderin kölesidir.[1] İnsan ruhunun bir hayvanın bedenine yerleştirilmesi inancı ise  insanlık şerefine bir hakarettir.

 Burada ise bu düşünceyi savunanların çok basit bir düşüncede olduklarını görmekteyiz. Çünkü bu iddianın doğru olduğuna inananlar, dünyanın bile bir sonu olduğunu göremiyorlar mı?[2]

Acaba onlara göre kıyamet denilen bir olay gerçekleşmeyecek midir? Ya da kıyamet kopunca ruhlar nereye göçeceklerdir?

 Bu düşüncede olan insanların dayandıkları bir iddia da bazen hissettiğimiz şu durumdur:

 Bazen bir şey yaptığımızda bunu daha önce yaşadığımızı hatırlarız. Zihnimizde kısa bir hatırlama olayı ve dimağımızda tatlı bir hatıra yaşarız. Fakat biraz düşündüğümüzde, bu anı daha önce hiç yaşamadığımızı fark ederiz. Çünkü ya daha önce bu fiziki ortamda hiç bulunmamışız, ya da bu tür ilişkiler veya hareketleri asla yapmamış olduğumuzu görürüz.

Tenasuhçular bunu önceki hayatla ilişkilendirmektedirler. Oysa bu, bizim daha önceden gördüğümüz rüyalarımızın beyin tarafından hatırlanmasından ibaret bir olgudur. Gördüğümüz rüyaların bir kısmı meleklerden kaynaklanmakta ve geleceğimizle ilgili ip uçlarını oluşturmaktadır. Kur'an'da anlatılan, Hz. Yusuf'un rüyası, onun hapishane arkadaşlarının rüyaları, Mısır kralının rüyası bu tür rüyalardandır. Hz. Muhammed'in hayatında bunun yüzlerce örneği bulunmaktadır.

İşte bazen biz de meleklerden kaynaklanan bu tür rüyalar görürüz, fakat zamanla unuturuz. Gördüğümüz rüyayı hayatımızda yaşadığımız an, beynimiz belleğinde kaydettiği  o bilgiyi ve rüyayı hatırlamakta, bize, onu daha önce yaşadığımız izlenimi vermektedir. Yoksa bunun eski hayatlarla hiçbir alakası yoktur.

Reenkarnasyona İnanan Kur'an'ı İnkar Etmiş Olur

 Reenkarnasyon nazariyesi, Allah'ın Kur'an'da ortaya koyduğu ve açıkladığı hayat, ölüm, ahiret gerçeklerine karşı bir nazariyedir. Kur'an'da gerek zikrettiğimiz ayetlerde, gerekse bütününde reenkarnasyon nazariyesine asla yer yoktur. Kur'an'da insanın ruhbeden bütünlüğü esas alınır. Oradan ne ruh öne çıkarılarak beden ihmal edilir, ne de bedene bir imtiyaz tanınır. İnsan, hayatı bir bütün olarak ruh ve bedenle birlikte yaşar ve ölümden sonra dirilmeyle yine ruh ve beden olarak ebedi ahiret hayatını ölümsüz bir şekilde yaşamaya devam eder.

Reenkarnasyoncular Kur'an'daki iki ayeti istismar etmektedirler. Bu iki ayetten birisi: "Allah'ı nasıl inkar edersiniz? Siz ölüler idiniz, O sizi diriltti; sonra öldürecek ve yine diriltecektir, sonra da O'na döndürüleceksiniz."[3]

Diğeri ise: "Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler."[4]

Ayette iki ölüm ve iki dirilmeden söz edilmektedir. Bu ayette sözü edilen ilk dirilme şu dünya hayatıdır. Bundan sonraki dirilme Ahiretteki dirilmedir,[5] çünkü bu dirilmeden sonra Allah'a döndürülme söz konusu edilmektedir.

 Burada dikkati çeken ve açıklanması gereken husus; "Siz ölüler idiniz" ibaresidir. Mevt, ölüm kelimesi Arapça'da hayatın karşıtı anlamında kullanılır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de böyle yer alır. Hayatta olmama ölüm ile ifade edilir. Ölümün olduğu yerde hayat, hayatın olduğu yerde ölüm yoktur. Ayetteki "siz ölüler idiniz" ifadesini, "henüz dünya hayatına gelmemiştiniz, hayat sahibi değildiniz veya toprak, nutfe vb. maddeler halindeydiniz, veya hiç yok idiniz"[6] şeklinde anlamak gerekir.

Bu ifadenin "hayatta olmayanlar" anlamında kullanıldığı açıktır. Ayetin "Nasıl Allah'ı inkar edersiniz?" sorusuyla başlaması bu gerçeği pekiştiriyor. Zira herkesin kabul ettiği gerçek, "yok idik, var olup hayat sahibi olduk ve nihayet öleceğiz" gerçeğidir. Bu gerçekten hareketle "sizi dirilten, dirilttikten sonra öldüren, sizi tekrar diriltmeye kadirdir" mesajı veriliyor ve bu hakikate rağmen inkara yeltenmelerinin hayret verici olduğu  belirtiliyor.[7]

Dünya hayatından önceki durum "ölüm" ile ifade edilip, dünya hayatından sonraki durum da "ölüm" ile ifade edilerek insanın kolay ve basit bir mukayese yapıp, ilâhi gerçekleri kabul etmesi için zemin hazırlanıyor. Ölüler idiniz, yoktunuz, toprakta olan atom ve hücrelerden meydana getirildiniz, hayat sahibi oldunuz, bunu yapan Allah, bu dünya hayatından ayrıldıktan sonra sizi tekrar diriltmeye, toprağa dağılmış olan atom ve hücrelerinizi bir araya toplamaya muktedirdir ve sizi hayat sahibi yapacak güç ve kudrete sahiptir. "Allah, sizi de yerden ot (bitirir) gibi bitirmiştir. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeniden çıkaracaktır."[8]

Bu ayetlerden istenen insanların bu gerçeği kabul etmesidir.
 Kur'an'da reenkarnasyonu ifade ettiği iddia edilen bu iki ayette açıkça reenkarnasyon reddedilmektedir.[9]

İki ölüm ve iki hayattan neyin kastedildiği ortadadır, ayrıca Kur'an'ın bütünlüğü içinde mesele ele alındığında konu çok net anlaşılmaktadır. Kafirlerin ahiret günü hesaba çekildikten sonra cehennemlik olduklarının  ortaya çıkmasından ve cehenneme girdikten sonra dünyaya geri dönüş taleplerinin nasıl reddedildiği ile ilgili geniş bilgi için Cennete Yolculuk isimli kitabıma bakmanızı istirham ederim. Orada ilgili pek çok ayeti kerimeyi yayınladık.

Ülkemizde bazı kesimlerin insandaki "gizemli şeylerin ardına düşme" psikolojisinden yararlanarak bu tür inanış, faraziye ve safsataları yaymaya, özellikle genç beyinleri etkilemeye çalışmaları, bu hususta titiz ve ciddi fikirler üretmemizi zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle konuya ilgi duyan bütün dostlarımızdan titiz araştırmalar ve çalışmalar ortaya koymalarını, toplumu bilgilendirmede aktif davranmalarını istirham eder, saygı ve muhabbetlerimi sunarım.

---------------------------------------------------------

Dipnotlar

1. Geniş bilgi için bkz, Arif Arslan, a.g.e, s.9091   / 2.Muhammed Bozdağ, Ruhsal Zeka, s. 137, Bilge Yay.
3. Bakara, 28, s. 4 / 4.Mü'min, 11, s. 467
5. Zemahşeri, elKeşşaf, c.1, s. 122; İbni Kesir, Tefsir, c.1, s. 70 / 6. Zemahşeri, elKeşşaf, c.1, s. 121; İbni Kesir, Tefsir, c.1, s. 70; Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini, c.1, s. 285
7. Zemahşeri, elKeşşaf, c.1, s. 122 /  8. Nuh, 1718, s.570   /  9.Naim Erdoğan, Reenkarnasyon, s. 21, Enes Kitabevi, İstanbul…

Selami Yalçın.

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41