Gönderen Konu: ÇOCUKLARDA BAĞLANMA TÜRLERİ  (Okunma sayısı 621 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ÇOCUKLARDA BAĞLANMA TÜRLERİ
« : Kasım 19, 2017, 08:56:40 ÖÖ »
ÇOCUKLARDA BAĞLANMA TÜRLERİ

Değerli okuyucularım, bağlanma örüntüleri ve ilişki biçimleri, çocuğun tüm yaşamı boyunca kritik önemdedir. Anne babayla olan deneyimler sonucu çocuk, ilişkiler için içsel bir çalışma modeli geliştirecek, hem bu model doğrultusunda yaşayacak hem de bunu diğer insanlara aktaracaktır. Ebeveynlerle yaşanan olumsuz deneyimler, olumsuz beklentilere kapılmasına sebep olacaktır. Bu kişiler partnerlerine hiçbir zaman koşulsuz sevgi veremeyecek, kendini her zaman korumaya alacak, sevginin akışına bırakamayacaktır.

Bağlanma biçimleri annenin ve yabancı birinin, varlığı ve yokluğu test edilerek ortaya konmuştur. Mary Ainsworth bu çalışmalarına dayanarak 3 tip bağlanma şekli tanımlamıştır.

1) Güvenli bağlanan çocuk:

Yalnız bırakıldığında özellikle anne ilgili üzüntü ve sıkıntısını rahatça dışa vurur, anne geri geldiğinde onunla kolayca yakınlaşır. Annenin gelişine sevinir, ilgi, fiziksel temas ve avutma ister, annenin kucağından inmeye direnç gösterir. Yabancı biri tarafından rahatlatılamaz.

Güvenli bağlanmış çocuklar korktuklarında, endişelendiklerinde bağlandıkları yetişkinden teselli ararlar. Bu çocuklar bağlandıkları yetişkinin onları rahatlatmak, korumak ve ihtiyaçlarını karşılamak için her zaman uygun-orada olduklarını bilirler.

Güvenli bağlanmış çocukların, birincil bakım verenleri çocuklar ile daha çok oyun oynadıkları, çocukların ihtiyaçlarına çabuk cevap verdikleri ve güvensiz bağlanmış çocuklara göre çocuklarına daha duyarlı oldukları belirlenmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda güvenli bağlanmış çocukların güvensiz bağlanmış çocuklara göre ilerleyen yaşlarında daha empatik ve olgun, daha az agresif ve düzeni bozan oldukları bulunmuştur.

Güvenli bağlanma deneyimleyen çocuklar, yetişkinlik hayatlarında daha uzun ve güven temelli romantik ilişkiler yaşayabilir, özgüvenlerinin daha yüksek olur, sosyal ilişkilerinin kuvvetli olur, yakın sosyal ilişkilerden keyif alır, duygularını ve düşüncelerini insanlarda paylaşmakta daha rahat olurlar.

2) Güvensiz-kararsız bağlanan çocuk:

Anneden ayrılıp tekrar annesini gördüğünde, temas kurmayı istemesine ve teması sürdürmesine rağmen anneye tepki koyar. Yalnız bırakıldığında şiddetle ağlar ve öfkelenir. Anne geri geldiğinde anneye gitme ile ondan uzak durma arasında bocalarlar. Annenin terkinden dolayı hayal kırıklığı içinde olduğundan, anneye yaklaşıp yaklaşmamakta tereddüt içindedir, çünkü daha fazla hayal kırıklığına uğramak istememektedir.

3) Güvensiz-kaçıngan bağlanan çocuk:

Bu bağlanma şeklinde çocuk anneye ve yabancı kişiye nerdeyse aynı davranır. Annesinden bir beklentisi kalmamıştır. Korku, öfke, üzüntü gibi duygularını baskılamıştır. Anne geri döndüğünde onunla yakınlık kurmaktan kaçınır, annenin temas çabalarına sırt döner. Kucağa alınınca sarılıp sevinmez, yere bırakılınca tepki koyup üzülmez.

4) Karışık Bağlanma

Bu gruptaki çocuklar genellikle kafa karışmış, sersemlemiş davranışlar sergiler. Hareketleri tepkileri karışıktır. Hem kaçınır hem de direnç gösterir. Araştırmacılar belirli bir bağlanma türüne sahip olmayan çocukların, bakım veren kişilerin hem huzur hem de korku duygusunu karışık olarak ilettiğinden bahseder. Buna bağlı olarak çocuğun hem bakım veren kişiden korkması ama aynı zamanda onu sakinleştirmesi karışık bağlanmaya neden olabilir.

Güvenli bağlanma geliştirmesine rağmen ileriki yıllarda güvensiz bağlanmaya geçen çocuklarda en büyük etken, ailedeki gerginlik ve anne- baba arasındaki çatışmadır.

Anneyle bağlanma çok acı verici deneyimler yaşattı ve ileri şekilde güvensiz bağlanmaya dayalı bağlanma bozukluğu gerçekleştiyse bundan kurtulmak oldukça zordur. Bu durum etkin bir psikoterapi desteği ile düzeltilebilir. Bu tür güvensiz bağlanan çocuklarda özellikle “Oyun terapisi” çok yararlıdır.

Çocuklarınıza her ne koşulda olursa olsun şefkat gösterebilmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.

 KIVANÇ TIĞLI BULUT

PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Okul başarısızlığında aile ilişkilerinin önemi
« Yanıtla #1 : Kasım 19, 2017, 09:01:40 ÖÖ »
Okul başarısızlığında aile ilişkilerinin önemi

Değerli okuyucular; her anne ve baba, çocuğun bireysel kapasitesinin elverdiği oranda yapabileceğinin en iyisini yapmasını bekler. Burada önemli olan, çocuğun başarılarının saygı ile karşılanması, buna karşılık hazır ve yeterli olmadığı bir takım şeyleri başarıp, tamamlaması konusunda baskı yapılmamasıdır. Çalışmaları ailesi tarafından desteklenmeyen ve başarısızlıklarından dolayı eleştirilen çocuk, kendini değersiz bir kişi olarak görür, kendini küçümser. Bu da onun var olan yeteneklerini gizlemesine neden olabilir. Çocuklarına destekleyici bir ortam sağlayan, başarılarıyla ilgilenen, gelecek çalışmaları için onları teşvik eden, onlara sevgi ile yaklaşan ailelerin çocuklarında okul başarısının yüksek olduğu görülür.

Öte yandan; anne babaları tarafından aşırı korunan çocuklarda da okul başarısında düşmenin yanı sıra, gece işemeleri, içine kapanma, karın ağrısı, sık sık soğuk algınlığına yakalanma ve utangaçlık görülebilir. Dikkat edilmesi gereken, her başarısızlıktan çıkarılacak derstir. Bir başka nokta ise, çocuğun kendi kendisi ile yarışarak başarı grafiğini yükseltebilmesidir. Çocuğu başarılı arkadaşları ile kıyaslamak yerine kendisiyle kıyaslamak gerekir. Önemli olan çocuğun dünü ile bugünü arasında görülebilen somut farktır.

Anne ve babanın beklentisi çocuğun yeteneğinin üzerinde ve yüksek olduğu zaman çocuğun cesareti kırılır. Çocuk anne ve babasını hayal kırıklığına uğratmaktan korkar. Oluşan bu başarı ile ilgili kaygı, çocuğu yeni girişimlerden ve denemelerden alıkoyar. Çünkü o böylelikle kendini başarısız olmaktan korumuş olur. Aynı şekilde yüksek beklenti yerine düşük ebeveyn beklentisi karşısında çocuk kendini zorlamaz. Çünkü zaten annesi ondan ödevini tamamlamasını beklememektedir.

Çocuğun okuldaki başarısını, diğer birçok özelliği gibi, ailevi ilişkilerden bağımsız düşünmemiz mümkün değildir. Çocuklar okula “zihinlerinde bir aile” ile gelir. Dolayısıyla, çocukların daha yaşamlarının ilk yıllarında içselleştirdikleri aile deneyimleri, anne ve baba ile kurulmuş ilişkilerin dinamiği, çocuğun okulla kurduğu ilişkide oldukça belirleyici bir rol oynar. Çocukların en erken dönemlerden itibaren anlaşılmış, ihtiyaçlarının karşılanmış, yaptığı keşifler aileleri tarafından benzer bir hazla karşılanmış ve belli noktalarda sınırlar konulmuş çocukların, öğrenmek ve düşünmek konusunda motive oldukları ve başarılı olmaya yatkın oldukları görülmektedir.

Melenie Klein, (1932) her çocuğun dünyayı keşfetme arzusu ile doğduğunu, bu bilme dürtüsünün ilk etapta anneye duyulan merakla başlayıp, giderek diğer aile üyelerine, sosyal ilişkilerin doğasına ve dış dünyaya doğru genişlemesi ile, öğrenmenin temellerinin atıldığını belirtmiştir..

Çocukların başarısını etkileyen bir diğer önemli faktör, çocukların kendilerini kontrol edebilme becerisine sahip olmalarıdır. Bu beceri, çocuğun aile ortamında, uygun görülmeyen davranışlarına konulan sınırları içselleştirmesi ile gelişir. Bu yüzden ailenin çocuğun davranışlarını makul şekillerde sınırlandırabilmesi, çocuğun gelen hayır cevaplarına uyum sağlayabilmesi, çocuğun kendini kontrol edebilme mekanizmasını geliştirir. Çocuklara anlaşılır ve tutarlı sınırlar koyuldukça çocuk kendisi için açılmış güvenli alanda kendini güvende hissedecektir. Bu durum onun okul içinde de genel sınırlara uymasına, bedenini ve zihnini okulda kendisine açılmış sınırlı bir alanda tutabilmesine ve saldırganlığını bastırabilmesine yardımcı olacaktır.

Çocuğunuzun mutlu, huzurlu bir şekilde öğrenebilmesi duasıyla Allah’a emanet olunuz.

 


* BENZER KONULAR

Ayetlerle Cehennem Gönderen: KOYLU
[Bugün, 06:04:39 ÖS]


Ayetlerle Cennet Gönderen: KOYLU
[Bugün, 05:54:55 ÖS]


Allah Kimi Hidayete Erdirmek Isterse Gönderen: KOYLU
[Bugün, 05:50:07 ÖS]


Uğur Işılak - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:31:08 ÖÖ]


Hafızlar Ezgi Grubu - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 11:26:28 ÖÖ]


Ölçülerimizi Sâbitelerimizi Bilelim Yaşayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:18:21 ÖÖ]


Polen Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:30 ÖÖ]


İyiliğe ve Cömertliğe İlk Önce Evlerimizden Başlayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:01:00 ÖÖ]


Osmanlı’nın Çöküşü ve Kutsal oprakların Bizden Kopmasında Nüfus Azlığının Etkisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:21 ÖÖ]


Annelerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:25 ÖÖ]


Allahü Teâlânın Gazabı Günahlar İçinde Saklıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:38:04 ÖÖ]


İhlâs Hiçbir Amelini Beğenmemektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:52 ÖÖ]


Ebubekir İpek - Benim Sevdam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:00:30 ÖS]


Ahlakî Eğitimde Annenin Önemi Gönderen: melek
[Dün, 07:33:28 ÖÖ]


Kurşun Döktürmek Neden Caiz Değildir Gönderen: melek
[Dün, 07:28:41 ÖÖ]


Merhamete Dön Gönderen: melek
[Dün, 07:23:29 ÖÖ]


Kaçarak Evlenmek Mutluluk Getirir mi Gönderen: melek
[Dün, 07:18:11 ÖÖ]


Allah'ın Mağfiretine Koşun Gönderen: melek
[Dün, 07:11:07 ÖÖ]


Kul Borcu Yüzünden Allah'a Kulluğu Unutmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:05:22 ÖÖ]


Mümin Ülfet Eder Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:01:45 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42