Gönderen Konu: İlkokulda Ders Çalışma İsteksizliği  (Okunma sayısı 72 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
İlkokulda Ders Çalışma İsteksizliği
« : Kasım 27, 2022, 08:07:14 ÖÖ »
İlkokulda Ders Çalışma İsteksizliği

Çalıştığım danışmanlık merkezine anne ve babasıyla gelen Yağız, üçüncü sınıfta okuyordu. Yağız’ın kendinden iki yaş küçük erkek kardeşi vardı. Yağız, okula başlamadan önce bir sene ana sınıfına gitmişti.

Yağız’ın anasınıfına başlaması, tam da kardeşinin doğduğu zamana denk gelmişti. Yağız, anaokulunu ve öğretmenini sevdiği halde aklı hep evde oluyordu.

Annesi ve kardeşini düşünüyordu, annesinin kendini, kardeşiyle daha rahat ilgilenmek için anasınıfına gönderdiğini düşünüyordu. Her sabah okula giderken zor kalkıyordu, genelde her gün karnı ağrıyordu, sürekli annesine sorun çıkartıyordu. Anaokulunda öğretmeni hikâye anlatırken veya faaliyet yaptırırken sık sık dalıp gidiyordu. Okulda oyun saatlerinde de daha çok yalnız olarak bir köşede oynuyordu. Sonrasında, Yağız büyüdü ve birinci sınıfa başladı, danışanımın öğretmeni katı bir disipline sahipti ve mükemmeliyetçi biriydi. Yağız’ın sınıfındaki öğrencilerin birçoğu çok çalışkandı ve öğretmen çalışkan öğrencilere daha çok önem veriyordu. Yağız da boyu uzun olduğu için arka sırada oturuyordu. Ancak danışanımda dikkat eksikliği sorunu vardı, bu yüzden dersi anlamakta ve tahtada yazılanları görmekte zorlanıyordu. Bu yüzden ders başarısı da düşmeye başlamıştı. Okuma yazmada diğer öğrencilerden geride kalmıştı. Öğretmeni bir gün, Yağız’a matematikten bir soru sormuştu, danışan heyecanlanıp, kekeleyip, tahtada yazan soruyu çözemeyince, arkadaşları ona gülüp, dalga geçmişlerdi.

Yağız, yerin dibine girmişti, çok utanmıştı, kendini başarısız ve zeki olmayan biri olarak görmüştü. O günden sonra ders çalışmak istemedi ve verilen ödevleri yapmamaya başladı.

Öğretmeni danışanımın annesini görüşmeye çağırdı ve öğrencisini rehber öğretmene yönlendirdi. Rehber öğretmen, Yağız ve anneyle görüşmeler yaptı ve Yağız’da dikkat eksikliği problemi olabileceğinden şüphelendiğini söyledi. Gerçekten de Yağız, ders dinlemekte zorlanıyor, dersi dinlerken çabuk sıkılıyor ve sınavlarda dikkatsizlik yüzünden soruları tam olarak çözemiyordu. Ancak, tablette oyun oynarken saatlerce başından kalkmadan oyun oynayabiliyordu.

Danışanım Yağız, üçüncü sınıfta okurken ders çalışma konusunda isteksizlik, ödevlerini yaparken zorlanma, kapasitesini tam olarak kullanamama, dikkat eksikliği ve kendine güven eksikliği, sınavlarda aşırı kaygılanma, performans kaygısı problemleriyle danışmanlık merkezine anne babasıyla geldi. Önce ebeveynlerden, oğullarının gelişim öyküsünü ve travma geçmişini dinledim. Sonra Yağız ile kısa bir tanışmadan sonra ona, “C.A.T Psikanalitik hikâyeler testi” uyguladım. Bir sonraki seansta anne babaya test sonuçlarını anlattım ve deneyimsel oyun terapisi hakkında bilgi verdim. Bir sonraki seansta Yağız’a “Moxo dikkat testi” uyguladık.

Öğretmenine doldurması için, dikkat eksikliği ile ilgili bazı ölçekler verdik. Yağız’da test sonuçlarına göre, hafif düzeyde dikkat eksikliği vardı, zamanlama, hiperaktivite, dürtüsellik puanları yaşıtları seviyesindeydi. Yağız’ın dikkatini geliştirmek için, aileye “Dikkat geliştirme seti” önerildi.

Yağız’la ileriki günlerde, oyun seanslarına başladık, danışanım ilk birkaç seans bana terapist olarak güveninceye kadar normal oyunlar oynadı. Daha sonraki seanslarda kardeş kıskançlığı ve annesinin onu kardeşi doğduktan sonra anasınıfına vermesiyle ilgili, onu rahatsız eden temaları oyuncaklarla canlandırdı.

İleriki seanslarda bana da değişik roller vererek birinci sınıfta yaşamış olduğu ve bugün ders çalışma isteksizliğine yol açan travmasını canlandırdı. Ebeveynler ile her seanstan sonra onar dakikalık psikoeğitim seansları yaptık. Yağız, yaklaşık on seans sonra kendine daha çok güvenmeye, sınıfta daha çok söz almaya, daha girişken olmaya ve sınavlarda kaygısını yöneterek daha başarılı olmaya başladı.

Değerli okuyucular; çocuklar, yetişkinler gibi kendilerini ifade edemedikleri ve iletişimde kelimeleri kullanamadıkları için, kendilerini oyuncaklar aracılığıyla oyunlarla ifade ederler. Bu yüzden günlük hayatta kafa karışıklığı yaşadıklarında, duyguları ve düşünceleriyle ilgili yoğun karmaşa yaşadıklarında farklı şekillerde dışarı yansıtırlar. Bu karmaşalar genellikle ebeveynler tarafından “problem yaşayan çocuk” olarak tanımlanır. Ebeveynler ise farkında olmadan bu problemli olarak tanımladıkları durumlarla baş etmeye çalıştıkça bazen istemeden iletişimi ve ilişkiyi güç hale dönüştürebilirler.

Deneyimsel Oyun Terapisi’yle çocuklar, olumsuz deneyimlerini, travmalarını, başa çıkamadıklarını, yaşadıkları sorunları, ifade edemediklerini, risk alabilecekleri korunaklı bir alanda deneyimleyebilme ve çözümleyebilme becerilerini geliştirirler. Bütün bunları yaparken, kendilerini ifade edebilecekleri, sosyal kuralları ve sınırları öğrenebilecekleri, tüm hatalarıyla, eksiklikleriyle kısaca varlığıyla koşulsuz kabullenildiği ve yargılanmadığı güvenli bir ortamda olurlar. Çocuk Oyun Terapi Odasında, dağarcığındaki hayal kırıklıklarını, başa çıkamadıklarını yeniden canlandırır. Bu konteynırda (güvenli alanda) farklı şekillerde baş etme yollarını öğrenir. Bu da kendisine güvenini arttırır. Kendine özsaygısını kazanan ve kendine güvenen çocuk, problemleriyle baş edebilecek ve sağlıklı çözümler üretebilecektir. Problemleriyle yüzleşemeyen çocuklar problemlerini çözemezler.

Çocuklarımızın kendine yetebilen ve kendine güvenen bireyler olarak yetişmesi duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz.

KIVANÇ TIĞLI BULUT  PSİKOTERAPİST DANIŞMAN.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Nisan 26, 2024, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41