Gönderen Konu: Yetişkinlerde obsesif-kompülsif bozukluk  (Okunma sayısı 568 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Yetişkinlerde obsesif-kompülsif bozukluk
« : Ağustos 25, 2017, 06:42:38 ÖÖ »
Yetişkinlerde obsesif-kompülsif bozukluk

Takınaklı ve zorlu düşünce, düşünce ve fikir düzeyinde ortaya çıkan ve sık görülen bir tutsaklık türüdür. Takınaklı düşünceler kişinin düşünce ve isteği dışında sürekli olarak yinelenen, tedirginlik veren, inatçı düşünce ya da hareketlerdir. Bu düşüncelerin saçma olduğu kabul edilir. Ancak bütün bu çabalara rağmen, zihinden sökülüp atılamaz. Bu düşüncenin etkisi altındaki kişi, saçma bulduğu kimi davranışları engelleyemez.

Deniz bey kırklı yaşlarda, bir çocuk sahibi, iyi bir işi olan bir beydi. Son bir iki yıldır çalıştığı firmada eskisi kadar başarılı olamıyordu. Eşi ile severek anlaşarak evlenmişlerdi ama ilişkileri sıkıcı ve tekdüze bir hal almıştı. Zaman zaman depresyona giriyor ve haftalar sonra depresyonu düzeliyordu. Karısını ve çocuğunu kaybedeceğine dair ciddi bir takıntısı vardı. Bu düşünceleri yüzünden işine de kendini veremiyordu. Çocuğu okuldan eve gelinceye kadar aklına hep onunla ilgili kötü senaryolar geliyordu. Kendini şu sıralar başarılı olarak görmüyordu, düşük benlik algısı vardı. İnsanlarla mesafeli ilişkiler kuruyordu ve dost edinemiyordu. Deniz bey iki kardeşlerdi. Kendisi gençlik yıllarında çekingen ve sosyal olamayan bir gençmiş. Kendinden iki yaş küçük kardeşi, daha sosyal sevimli ve kendini sevdiren bir çocukmuş.

Okul başarısı da danışanımızdan daha iyiymiş. Bu yüzden danışanım, kendinin ailesi tarafından daha az sevildiğini ve daha başarısız görüldüğünü düşünmüş hep…

Seanslar boyunca onun yetenekli yanlarını konuşmaya devam ettik. Benlik değerindeki düşüşler durdu. Birlikte onun kapasitesinin olanaklarını moral verici bir şekilde değerlendirmiş olduk. Bir sonraki seanslarda izolasyonu üzerinde çalıştık. Sosyal çevresinden ve sevdiği faaliyetlerden kendini geri çekmişti. Hatta çok sevdiği eşinden ve çocuğundan da bir geri çekilme yaşamıştı. Deniz  beye sonraki seanslarda kişilik testleri ve depresyon ölçümü uygulandı. Testlere göre kişilik özellikleri şöyle çıktı; çabuk endişeye kapılan, sorumluluk duygusu yüksek, gergin, mükemmeliyetçi, ayrıntıcı ve kusursuzluk arayan bir yapısı vardı. Depresyonu da oldukça fazlaydı. Deniz beye ilaç tedavisiyle birlikte düzenli psikoterapiler uygulandı.

Bir bayan danışanım da; elektrikli aletlerin prizde olup olmadığı biçiminde takınaklı bir düşünce vardı. Bu nedenle evinde elektrikli alet kullanamaz olmuştu. Elektrik ütüsünü çok ender olarak kullanmak zorunda kaldığında, birçok kez prizde olup olmadığını kontrol edip, prizde olmadığını bir kâğıda yazarak yanında taşıyor, kuşkuya düştükçe kâğıda bakıyordu.

Başka bir takınaklı düşüncesi olan 26 yaşında kısa boylu bir genç, sokakta yürürken, yanından geçenlere omuz atıyor, bu hareketinin nedenini şöyle açıklıyordu; “Omuz attığım için bana kızıp bağırırlarsa, ben de onlarla kavga ediyorum. Böyle olunca da çok rahatlıyorum. Başkalarının boyuma bakmadan beni adam yerine koyduklarını anlayıp, kendime güveniyorum. Omuz atmama karşın, hiç aldırmadan bakıp geçen olursa fena bozuluyorum” diyerek sıkıntısını dile getiriyordu.

Bu tür takınaklı düşüncelere sahip olmak, kendi başına psikolojik bir rahatsızlığımızın olduğunu göstermemektedir.

Ancak bu gibi düşünce ve davranışlar, kişinin gündelik yaşamını sürdürmesine engel bir durum teşkil ettiğinde, sosyal, iş ve özel hayatında bozulmalara neden olduğunda “Obsesif Kompülsif Bozukluk” veya diğer adıyla “Saplantı Zorlantı Bozukluğu” dediğimiz rahatsızlık ortaya çıkmaktadır.

Değerli okuyucularım, bir kişiye OKB teşhisi konması için, kişide obsesyon veya kompülsiyonların olması gerekmektedir. Obsesyon; kişinin sıkıntı duymasına neden olan ve yineleyen şekilde ortaya çıkan düşüncelerdir. Kompülsiyon dediğimiz durum ise, kişinin bu takıntılı düşüncelerin yaratmış olduğu sıkıntıyı önlemek veya ortadan kaldırmak için, kendisini yapmakta mecbur hissettiği ve tekrarladığı davranışlar veya zihinsel faaliyetlerdir.
OKB hastalarına bakıldığında dört temel belirti grubu vardır:

¥ Bulaşma: Kişi sürekli olarak mikrop, tozun kendisine bulaşacağını, kendine zarar vereceğini düşünür. Bu yöndeki düşüncelerin yarattığı sıkıntıyı hafifletebilmek için kişi temizliğe aşırı önem verip, bu yönde eylemler sergileyebilir. (Dakikalarca el yıkamak... gibi)

¥ Kontrol etme: Kişi bazı işleri yapmadığına, unuttuğuna veya ihmal ettiğine inanır. Örneğin, kapıyı kilitlediğinden, ocağı kapattığından emin olamaz ve sık sık kontrol etmeye başlar.

¥ Cinsel ya da saldırgan eylem düşünceleri: Kişide, çocuğuna veya etrafındaki kişilere zarar vereceği veya cinsel yönden tacizde bulunacağı yönünde düşüncelere sahiptir.

¥ Simetri-kuralcılık: Kişi, bazı durumların veya objelerin belli bir düzen içinde olmasını ister.

OKB, ne kadar erken dönemde teşhis edilirse o kadar kolay çözümlenebilir. Ancak bu hastalığa sahip olan kişiler, etrafındaki insanların kendilerini “zayıf” veya “deli” olarak algılamasından çekindikleri için genellikle yaşadıkları belirtileri gizli tutmaya çalışırlar ve yardım istemekten çekinirler.     
                   
Genellikle hastalığın tedavisinde bilişsel davranışçı terapiler uygulanır. Tedavide uygulanan başka bir psikoterapi tekniği de “Analitik Psikoterapi”dir. Bu terapinin en önemli farkı takıntılı durumları farklı bir şekilde ele almasıdır. Terapist takıntılı durumu kişinin benliğinin bir parçası olarak ele alır. Bir süre sonra da danışanın kendisi gibi yapacağını ümit eder. Danışan için obsesyon, benliğinde duran yabancı bir tümör gibidir.

Hayırlı, vesvesesiz günler geçirmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.

Kıvanç Tığlı Bulut. PSİKOTERAPİST.

 


* BENZER KONULAR

Allah Kullarını Eğitiyor Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:12:41 ÖS]


Kur'an ve Sünnet'te İnfak Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:08:17 ÖS]


Ayetlerle Cehennem Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:04:39 ÖS]


Ayetlerle Cennet Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:54:55 ÖS]


Allah Kimi Hidayete Erdirmek Isterse Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:50:07 ÖS]


Uğur Işılak - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:31:08 ÖÖ]


Hafızlar Ezgi Grubu - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:26:28 ÖÖ]


Ölçülerimizi Sâbitelerimizi Bilelim Yaşayalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:18:21 ÖÖ]


Polen Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:09:30 ÖÖ]


İyiliğe ve Cömertliğe İlk Önce Evlerimizden Başlayalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:01:00 ÖÖ]


Osmanlı’nın Çöküşü ve Kutsal oprakların Bizden Kopmasında Nüfus Azlığının Etkisi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:53:21 ÖÖ]


Annelerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:25 ÖÖ]


Allahü Teâlânın Gazabı Günahlar İçinde Saklıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:38:04 ÖÖ]


İhlâs Hiçbir Amelini Beğenmemektir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:30:52 ÖÖ]


Ebubekir İpek - Benim Sevdam Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 11, 2024, 10:00:30 ÖS]


Ahlakî Eğitimde Annenin Önemi Gönderen: melek
[Mayıs 11, 2024, 07:33:28 ÖÖ]


Kurşun Döktürmek Neden Caiz Değildir Gönderen: melek
[Mayıs 11, 2024, 07:28:41 ÖÖ]


Merhamete Dön Gönderen: melek
[Mayıs 11, 2024, 07:23:29 ÖÖ]


Kaçarak Evlenmek Mutluluk Getirir mi Gönderen: melek
[Mayıs 11, 2024, 07:18:11 ÖÖ]


Allah'ın Mağfiretine Koşun Gönderen: melek
[Mayıs 11, 2024, 07:11:07 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42