Gönderen Konu: Gül ile serçe  (Okunma sayısı 170 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5794
Gül ile serçe
« : Şubat 08, 2024, 07:25:27 ÖÖ »
Gül ile serçe

Küçük serçe çok yorulmuş çok bunalmıştı, uzak diyarlardan hiç bilmediği yerlere uçup gelmişti, bir gülün dalına konuverdi. Gül serçeden habersiz, serçe bitkin, çaresiz... Kaldırdı başını samimi güleç bir çehreyle gülü gördü karşısında. Donup kaldı öylece...

(Serçe) Ne kadar güleç bir gül. Çok da cana yakın.

(Gül) Ne kadar ürkek bir kuş ama çok da sevimli.

Artık gitmesi gerekiyordu, çünkü bülbül hiç susmuyordu. (Sanki onları kıskanmıştı!) İstemeyerek bıraktı gül dalını serçe: 'Yine geleceğim, burada olur musun?' diye sordu güle. Gül tebessümle dedi; dur telaş etme, buradayım hep gidemem ben bir yere. Serçe sevindi, dedi: Geleceğim mutlaka.
.....
Bir zaman sonra yine geldi serçe. Gülü görme ümidiyle kondu dalına. Hafif bir meltem esti sonra hoş kokular yayıldı etrafa güzeller güzeli gülü gördü sonunda. Hiç konuşamadı serçe, uzun uzun baktı güle sadece. O an tüm dertlerini unutmuştu, çünkü huzur bulmuştu. Gülün güzel kokusundan âdeta mest olmuştu. Gül de dalıp gitmişti. Hiçbir şey duymuyordu. Ne bülbülün sesini ne rüzgâr iniltisini… Serçe suskundu gül de öyle. Gönülden konuşup anlaştılar böyle:

Ne iyi ettin de geldin; sıkıntımı giderdin.

Seni görünce mutlu oldum, dertlerimi unuttum.

Gözlerim yollarda seni bekledim, tekrar gelmen için dualar ettim.

Nice uzak mesafeleri; yüksek tepeleri aşıp da sana geldim.

Gözümde bir tanesin, yok senin bir eşin.

Sen hem çok güzelsin hem de güzel bakıyorsun. Garip bir serçeyi bile değerli görüyorsun. Öylece zaman geçti. Gitme vakti gelmişti. Serçe kanat çırpıp uçtu. Gül ardından seslendi: Yine gel, olur mu? Serçe sevindi giderken bir daha görecekti, gülü yaşarken...

Vedadan aylar sonra serçe yine yollara düştü. Hava çok soğuktu, çok üşümüştü. Gül ise serçenin hasretinden yapraklarını dökmüştü. Sonunda kavuştular. Gül tebessüm etti, sıcacık bakışıyla ısıttı serçenin titreyen kalbini. Serçe sımsıkı sarıldı gülün dalına; özledim seni, dedi.

Gül: “Sensiz geçmiyor zaman, gitmesen hep yanımda olsan.”

Serçe: “Gelirkenki sevincim giderken hüzne döner; bu kalbim hep seni özler.

Zaman çok çabuk geçmiş, ayrılık vakti gelmişti. Serçe uçarken “dönüp seni görmek için gelirim” dedi. Gül sessizce boynunu büktü.
.....
Kış bitmiş bahar gelmiş, serçe görünmemişti. Aylar geçmiş, mevsim yaza dönmüştü. Gül hep serçeyi bekledi, ümitle. Bir gün serçe “geleceğim” diye haber yolladı güle. Kavuşma vaktiydi artık, serçe bıkmadan kanat çırptı uçtu semalara. Gülü görecekti son bir kez de olsa. Geldi serçe, yorgun kondu gülün dalına. Gül durgundu, serçe suskun. Sordu “niçin böyle geciktin?” serçe cevap veremedi. Serçe gülü üzmek istemiyordu. Artık veda vakti gelmişti.

Serçe: “Senin dalın bülbüle ait, benim yerimse kıraç topraklar. Bana soruyorlar; gül bahçesinde ne işin var?”

Gül: “Kollarımı açtım sana, gel gitme hep kal burada. Senin yerin benim dalım; ben sana sevgiyle bakarım.”

Ancak ne söylense de serçe veda ediyordu. Baktı Gül’e hayranlıkla, mis kokusunu çekti içine.

“Doyamadım güleç yüzüne, bu ayrılık çok zor bana."

“Bırakma beni, gitme, kal burada!”

Serçe açıp kanatlarını uçup gitti uzaklara. Gül dalına öylesine konmuştu serçe; ne bilirdi gülü bu kadar çok seveceğini. Şefkatle açmıştı kollarını, gül; ne bilirdi ümitsiz bir aşka tutulacağını. Kavuşmaları imkânsızdı. Gül boynu bükük, solgun. Serçe kanadı kırık, suskun. Gül bülbülle serçe hoyrat rüzgârla baş başa kalmıştı yine...

YAZAR - ANONİM.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41