Gönderen Konu: Engelli çocuklar ve manevi kazan‎mlar‎  (Okunma sayısı 639 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Engelli çocuklar ve manevi kazan‎mlar‎
« : Nisan 21, 2017, 12:41:36 ÖÖ »
Engelli çocuklar ve manevi kazan‎mlar‎

Engelli” kavram‎; zihin, ruh, beden ve uzuvlarda bulunan bir ar‎za ve hastal‎k sebebiyle hayat‎n‎ sürdürmede,  i‏lerini gِrmede ve topluma uyum saًlamada s‎k‎nt‎s‎ bulunan kimseleri ifade eder. Engelliler “özürlü”  kavramı ile de ifade edilmektedir. özürlüler hakk‎nda haz‎rlanan kanun tasar‎s‎nda, “engelli” şöyle tanımlanmaktadır:  “Doğuştan veya sonradan, herhangi bir hastal‎k veya kaza sonucu, bedensel, zihinsel, ruhsal, sosyal, duyusal ve duygusal yeteneklerini çe‏itli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal ya‏ama uyum saًlama ve günlük gereksinimlerini kar‏‎lamada güçlükleri olan bireydir”  (Madde 3/a). Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın Devlet فstatistik Enstitüsü ile birlikte yapt‎ً‎ ve 02/12/2007 tarihinde aç‎klad‎ً‎ ara‏t‎rma sonucuna gِre ülkemizde 8.431.197 ِzürlü yurtta‏ vard‎r. Bu, ülke nüfusunun %12.29’una tekabül etmektedir. Bu oran içinde ortopedik özürlüler, %1.25, gِrme ِzürlüler. %0.37. konu‏ma ِzürlüler. %0.38, zihinsel ِzürlüler, %0.48 diًer ِzürlüler %9.70’dir.1 Bu, ülkemiz insan‎n en az‎ndan yar‎s‎n‎ doًrudan ilgilendiriyor demektir. فnsan ya engelli, ya engelli yak‎n‎, ya da engelli aday‎d‎r. Nice insanlar saًl‎kl‎ iken bir trafik kazas‎, bir i‏ kazas‎, bir kalp krizi, bir damar t‎kanmas‎ veya bula‏‎c‎ bir hastal‎k sonucu saًl‎ks‎z, felçli, kِtürüm, ortopedik ve gِrme ِzürlü olabilmektedir.2   
 
0.9 ya‏ grubunda ortopedik, gِrme, i‏itme, dil ve konu‏ma ile zihinsel ِzürlü olanlar‎n oran‎ % 1.54’tür. 09 ya‏ grubunda süreًen (yatalak) hatal‎ًa sahip olanlar‎n oran‎ % 2. 60’t‎r.  Bu oran; ortopedik, gِrme, i‏itme, dil ve konu‏ma ile zihinsel ِzürlü olanlarda 50-59 ya‏ grubu, süreًen hastal‎ً‎ olanlarda ise 20-29 ya‏ grubunda yakla‏‎k iki kat‎na ç‎kmaktad‎r. 3   
 
Dünyaya gelen her birey kal‎t‎m/‎rsi (doًan bir çocuًun anas‎na, babas‎na ya da soyundan gelen birine benzemesi) ve çevresel faktِrlerin etkisiyle bireysel geli‏imini sürdürür.  Bu geli‏im sürecinde ayn‎ zamanda onu ba‏kalar‎ndan ay‎racak olan bireysel farkl‎l‎klar‎ da olu‏maya ba‏lar.4 Bazen bu farkl‎l‎klar doًu‏tan gelen ِzelliklerle meydana gelirken bazen de hastal‎k, kaza, çevresel imkân veya imkâns‎zl‎lar gibi nedenlerle daha sonra ortaya ç‎kar
 
Bugün yeryüzünde ya‏ayan çok say‎da ve çe‏itli ‏ekilde engelli insan bulunmaktad‎r. اaً‎m‎z‎n teknolojisi bir taraftan çe‏itli hastal‎klara çare aray‎p üretirken, beraberinde felaketler ve çaresizlikleride getirmektedir. Yeryüzünde yap‎lan sava‏lar, at‎lan bombalar, üretilen kimyasal silahlar, çevre kirliliًi, ç‎kar kavgalar‎ ve yanl‎‏ beslenme gibi olumsuzluklar maalesef engellilerin say‎s‎n‎ daha da artt‎rmaktad‎r. Bütün bu olumsuzluklar sonucu çevremizde bulunan, baz‎ yeteneklerini veya uzuvlar‎n‎ kaybetmi‏ karde‏lerimizle iç içe ya‏amaktay‎z. Engelli bir karde‏, bir baba, bir akraba veya bir kom‏umuz olabilir.
Anne babalar‎n hiçbiri, çocuًunun ِzürlü olarak dünyaya gelebileceًini ya da sonradan ِzürlü olabileceًini dü‏ünmez! Bu yüzden, anne ve baba, doًum ِncesi, sonras‎ ya da çocukluًun bir safhas‎nda çocuklar‎n‎n engelli olacaً‎n‎ ًِrendiklerinde büyük bir çِküntü ya‏ar. ـzüntü, ‏a‏k‎nl‎k, karars‎zl‎k, asabiyet, suçluluk duygular‎na zihnî tereddütler ve bunal‎mlar e‏lik eder. Bu ‏artlar alt‎nda e‏lerin birbirini her zamankinden daha çok desteklemeleri gerekir.
E‏lerin birbirini suçlamas‎, çocuًu suçlamalar‎ ya da bu ِzrün kabahatini kaderde aramalar‎, içlerindeki ِfke ve k‎zg‎nl‎ً‎ yِneltmek için bir kaynak aray‎‏‎nda olduklar‎n‎ gِsterir. Saًduyuya sahip ki‏iler bunun zaman ve enerji kayb‎ olduًunu bilir. Zaten ortada bir suç ve suçlu yoktur; masum bir bebek ile üzüntü ve ‏a‏k‎nl‎k ya‏ayan bir anne-baba vard‎r. E‏lerin birbirine destek olmas‎, onlar‎n ‘kabul süreci’ni kolay atlatmalar‎n‎ saًlayacakt‎r.
Ne yaz‎k ki engelli çocuًunu en yak‎nlar‎ndan bile aylarca saklayan, çocuًuyla hiç ilgilenmeyen, onu yok sayan aileler vard‎r. Bِylesi bir durum, e‏lerden diًeri için büyük bir y‎k‎m olmaktad‎r. Onun için e‏ler aras‎nda kenetlenme ‏artt‎r. Bu kenetlenmeye k‎sa zaman içinde yak‎n çevrenin kat‎l‎m‎ da ‏artt‎r. اevreden beklenen destek, aileye kar‏‎ pembe tablolar çizmeleri deًil, sadece anlay‎‏ ve ilgiyle onlara yakla‏ma gayreti gِstermeleridir. Anne ve baban‎n hep hat‎rlamas‎ gereken nokta; eًer onlar bu engeli kabul edebilirlerse, çocuklar‎n‎n da engeliyle bar‎‏‎k bir hayat için azmedeceًidir. 5     
اe‏itli sebeplerle ِzürlü çocuklar‎n ebeveynlerinde ac‎ma ve suçluluk duygusuyla a‏‎r‎ koruma ve kollama olur. Hâlbuki bu tutum, çocuklar‎n geli‏mesini ve üretici olmalar‎n‎ engeller ve k‎s‎tlar. Onun için, bu çocuklar‎n yetenekleri tespit edilerek geli‏tirilebilir. Hareketleri s‎n‎rl‎ olan bir çocuًun kafa yetenekleri eًitilebilir. Millet olarak, ac‎ma duygumuz galip gelir; sakatlara bol sadaka veririz. Hatta sakatlar‎n s‎rt‎ndan geçinen ç‎karc‎lar bile vard‎r. قüphesiz, sadaka türü yard‎mlar‎n yap‎lmas‎ gerekebilir. Ama esas yard‎m, bulunduklar‎ durumda üretici hale gelmelerini saًlamakt‎r. Bِylece hüner ve becerileri güçlenen ِzürlülerin, toplum içinde bulunmakla daha da moralleri artar.6 ضzürlü, engelli ve hastalar, çok duyarl‎d‎rlar. En küçük a‏aً‎lay‎c‎ ve k‎r‎c‎ bir sِz onlar‎ derinden yaralar. فkili ili‏kilerimizde onlara deًer vermeli; k‎r‎c‎, a‏aً‎lay‎c‎ tutum ve davran‎‏lardan sak‎nmal‎, ‏akayla da olsa onlar‎ hafife almamal‎y‎z. Onlara ِyle iyi bir muamele etmeliyiz ki, onlar engelli olduklar‎n‎ bile hissetmemeli. Onlar‎n yasal haklardan yaralanmalar‎na da yard‎mc‎ olmal‎y‎z. K‎saca ِzürlü karde‏lerimize maddî ve mânevî destek olmal‎yz.
 
Engelli Olman‎n Sebepleri
 
Doًu‏tan veya sonradan insanlar niçin engelli oluyorlar? Bunun sebebi nedir? Kur’ân’a bakt‎ً‎m‎zda insanlar‎n gِrme, i‏itme, duyma, konu‏ma, dü‏ünme ve anlama gibi zihinsel veya bedensel engelli olmalar‎nda temel iki faktِrün olduًunu gِrüyoruz: فlâhî irade ve imtihan ile insanlar‎n ihmal ve kusurlar‎.
 
a) فlâhî فrade ve فmtihan
 
 فnsanlar‎n mallar‎na ve canlar‎na maddî veya mânevî isabet eden az veya çok her hangi bir musîbet ancak Allah’‎n izni ve iradesi ile meydana gelir. Allah’‎n izni ve iradesi olmadan bir kimsenin istemesi ve çal‎‏mas‎ ile hiç kimseye kaza, bela, âfet ve musîbet isabet etmez. 7            “Allah’‎n izni olmaks‎z‎n hiçbir musibet ba‏a gelmez…” (Teًâbun, 64/11) anlam‎ndaki âyet bu gerçeًi ifade etmektedir. فnsanlar‎n ba‏‎na gelen musibet ilâhî bir imtihan da olabilir:  “Yemin olsun ki sizi biraz korku, biraz açl‎k, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanla‏t‎rmak suretiyle imtihan ederiz Sab‎r gِsterenleri müjdele.” (Bakara, 2/155) “Her can ِlümü tadacakt‎r. Sizi bir imtihan olarak hay‎r ve ‏er ile deniyoruz…” (Enbiyâ, 21/35) anlam‎ndaki âyetler bu gerçeًi ifade etmektedir. Asl‎nda ya‏am‎ ve ِlümü ile insan sürekli imtihan halindedir. (Mülk, 67/2; Kehf, 18/7; Hûd, 11/7)
 
Allah, musibetler kar‏‎s‎nda insanlar‎n sab‎rl‎ olmalar‎n‎ istemektedir. “Sabredenleri müjdele. Onlar, ba‏lar‎na bir musibet gelince biz ‏üphesiz (ki her ‏eyimizle) Allah’a aidiz ve ‏üphesiz O’na dِneceًiz derler.”(Bakara,155-156) buyurmaktad‎r. Bِylece Allah, hem insanlar‎n musibet ile kar‏‎la‏abileceklerini, hem de musibetler kar‏‎s‎nda insanlar‎n nas‎l tav‎r tak‎nmalar‎ gerektiًini bildirmektedir. Musibetlere sabretmek; Allah’a isyan etmemek, bir imtihan geçirdiًinin bilincinde olmak, hata ve kusurlar‎n‎ gِzden geçirebilmek, olaylar‎ metanetle kar‏‎layabilmektir, yoksa musibetlere sab‎r, tedbir al‎p çarelere ba‏vurmamak anlam‎na gelmez. فnsan‎n saًl‎ً‎n‎, can‎n‎ ve mal‎n‎ korumas‎, tehlikelerden sak‎nmas‎, tedbirli olmas‎, yapt‎ً‎n‎ iyi ve saًlam yapmas‎ Allah’‎n bir emridir. Bütün tedbirlere raًmen insan musîbete maruz kalabilir. ”(Ey Peygamberim! فnsanlara) de ki: Bize ancak Allah’‎n yazd‎ً‎ (takdir ettiًi) ‏ey isabet eder.”(Tevbe, 9/51) Ne yeryüzünde ne de kendi canlar‎n‎zda meydana gelen hiçbir musîbet yoktur ki biz onu yaratmadan ِnce bir kitapta yaz‎lm‎‏ olmas‎n. Doًrusu bu, Allah’a kolayd‎r.”  (Hadîd, 57/22)
Bu âyetlerde; gerek yeryüzüne gerekse canlara isabet eden musîbetlerin ِnceden bir Kitap’ta, ilmi ilahinin nak‏edildiًi Levh-‎ Mahfuz’da yaz‎l‎ olduًu bildirilmektedir. Allah’‎n ilmi, geçmi‏i de geleceًi ku‏atm‎‏t‎r. Doًumundan ِlümüne kadar ِmür boyu insanlar‎n ne yapacaklar‎n‎ da, kâinatta neler meydana geleceًini de bilir. Bu bilgisine gِre her ‏eyi ِnceden bir Kitap’ta yazm‎‏t‎r. Her ‏eyin ِnceden bir Kitap’ta yaz‎lmas‎n‎n gerekçesini ise yüce Allah ‏ِyle bildirmektedir: “Elinizden ç‎kana, kaybettiًiniz ‏eylere üzülmeyesiniz ve Allah’‎n verdiًi ‏eyler ile sevinip ‏‎marmayas‎n‎z.” (Hadîd, 57/23) Bu âyette Yüce Allah, aç‎kça musibetler kar‏‎s‎nda insanlar‎n üzülmemelerini, feryâd ü fîgan etmemelerini istemektedir.
فnsan‎n, musibetler, Allah’‎n takdiri ile olmu‏tur deyip sab‎rl‎ ve metanetli olmas‎ gerekir. Sab‎rl‎ olmak musibet kar‏‎s‎nda tedbir almamak, musibetlerden sonra gerekenleri yapmamak anlam‎na gelmez. Biliyoruz ki, Allah çok merhametlidir (Fatiha, 1/2) ve insanlara zerre kadar zulmetmez. (Nisa, 4/40) Mala ve cana zarar veren musibetlerin meydana gelmesinde ilâhî irade, takdir ve imtihan‎n tecellisinde insanlar‎n davran‎‏lar‎n‎n etkisi de var m‎d‎r? Kur’ân’a bakt‎ً‎m‎zda bu soruya evet diyebiliyoruz.
b) فnsanlar‎n Hata ve Kusurlar‎
Musibetlerin meydana gelmesinde insanlar‎n kusurlar‎n‎n da bulunduًunu yüce Allah, birçok âyette bildirmektedir. Mesela:  “Ba‏‎n‎za gelen her hangi bir musîbet kendi ellerinizin yapt‎ً‎ (i‏ler, kusurlar) yüzündendir. Allah yapt‎klar‎n‎z‎n çoًunu affediyor (de bu yüzden size musibet vermiyor)”(قûrâ, 42/30) anlam‎ndaki âyet, bu gerçeًi aç‎kça ifade etmektedir. “Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlard‎…”(Tevbe, 9/70; Hûd, 11/101; Nahl, 16/33, 118)buyurmu‏tur. Mü’min insan da dünyada ilâhî yasalara, evrensel ve toplumsal kurallara uymazsa sِzgelimi, saًl‎ً‎na, g‎dalar‎na ve temizliًe dikkat etmezse hasta olabilir, trafik kurallar‎na uymazsa kaza yapabilir, hastal‎k ve kaza sonucu sakat kalabilir. Burada kusuru insan‎n kendisinde aramas‎ gerekir. Mümin aç‎s‎ndan bunu, her ne kadar Allah’‎n izni ile meydana gelmi‏ ise de ilâhî bir ceza olarak dü‏ünmek doًru deًildir.8 Afet, hastal‎k ve diًer musibetlerin sebeplerini ara‏t‎rmak, imkân ِlçüsünde bunlar‎ ortadan kald‎rmak ve gereken tedbirleri almak temel gِrevimizdir. ضzellikle kar‏‎la‏t‎ً‎m‎z durum bir hastal‎k ya da engellilik haliyse ِncelikle bu durumla ilgili bilgi sahibi olmak gerekir. Zira çoًu zaman, fark‎ndal‎k ve erken te‏his hayat kurtarmaya vesile olduًu gibi, muhtemel zarar ve kay‎plar‎ da asgariye indirir.
 
Yüce Rabbimiz, insan‎ en ‏erefli varl‎k olarak yaratm‎‏ ve kendisini s‎namak için ِlümü ve hayat‎ var etmi‏tir.(Bk. Mülk, 67/2) Bundan dolay‎ insan, dünya hayat‎nda çe‏itli zorluk, s‎k‎nt‎ ve engellerle kar‏‎ kar‏‎ya kalabilmektedir. (Bk. Bakara, 2/155) Nitekim engelli karde‏lerimizin içinde bulunduklar‎ durum da sِz konusu zorluklar‎n bir parças‎d‎r. Fakat bu zorluklar, hem onlar‎n içinde bulunduklar‎, hem de bizim dünya hayat‎nda kar‏‎la‏t‎ً‎m‎z bir imtihan‎n gereًidir. Bu imtihan kar‏‎s‎nda ba‏ar‎l‎ olabilmek, ebedi mutluluًa eri‏ebilmek için gerek engellilere ve gerekse bizlere çe‏itli gِrevler dü‏mektedir.
 
Engellilerin Mânevî Kazan‎mlar‎
 
فnsan‎n hastal‎k, sakatl‎k, bedensel veya ruhsal bir s‎k‎nt‎ya dü‏mesi sab‎rl‎ ve metanetli olabilmesi, inkâr ve isyana dalmamas‎ ‏art‎yla kendisi için baً‎‏lanmas‎na ve âhirette derece kazanmas‎na sebep olur. Günahlar‎na Kefaret Olur. “Müslümana, fenal‎k, hastal‎k, keder, hüzün, eza, can s‎k‎nt‎s‎ âr‎z olmaz, hatta vücuduna bir diken bat‎r‎lmaz ki, Allah bu musibetler sebebiyle onun bir k‎s‎m hatalar‎n‎ ve günahlar‎n‎ baً‎‏lam‎‏ olmas‎n” 9  “Bir Müslümana isabet eden herhangi bir hastal‎k, dert, hüzün ve hatta gam ve keder yoktur ki, Allah bunu onun bir k‎s‎m hatalar‎ için keffaret k‎lm‎‏ olmas‎n!” 10    anlam‎ndaki hadisler bunun delilidir. Mus’ab ibn Sa’d’‎n babas‎, “Ey Allah’‎n Elçisi! فnsanlar‎n hangisi daha ‏iddetli belâ ve s‎k‎nt‎ya uًrar?” diye sormu‏, Peygamberimiz de; “Peygamberler, sonra onlara yak‎n olanlar, sonra onlarayak‎n olanlar. Ki‏inin s‎nanmas‎ dinine gِre olur. Dindarl‎ً‎ kuvvetli ise imtihan‎ ‏iddetli olur. Dindarl‎ً‎ zay‎f ise dindarl‎ً‎ nispetinde imtihan edilir. (Kimizaman) bu s‎nama, o kul yeryüzünde hatas‎z olarak yürüyünceye kadar devam eder” buyurmu‏tur.11
 
Engelli karde‏lerimiz, içinde bulunduklar‎ durumu hayat‎n bir gerçeًi olarak kabul etmeli, bir imtihanla kar‏‎ kar‏‎ya olduklar‎n‎, sabretmeleri durumunda ebedi mutluluًa, cennete nail olacaklar‎n‎ bilmelidirler. Nitekim Bir kuds-î hadiste Efendimiz, bu müjdeyi bize ‏ِyle nakletmektedir: “Allah Teâlâ hazretleri buyurdu ki: Ben kulumu iki sevdiًiyle (yani gِzlerini kaybetmek suretiyle) imtihan edersem, o da (kar‏‎l‎ً‎n‎ Allah’tan bekleyerek sab‎r gِsterirse, onlara bedel olarak kendisine cenneti veririm.” 12 
 
Mü’minlerin ba‏lar‎na gelen musibetler, ‏er deًil hay‎rd‎r. اünkü musibetler, müminlerin sevap kazanmalar‎na, günahlar‎n‎n baً‎‏lanmas‎na ve mânevî derecelerinin artmas‎na, cennete girmelerine sebep olur. Bu ise ancak sab‎rla mümkündür. Gِrme engelli bir kimseye yol gِstermek, saً‎r ve dilsiz ile 13 ve arac‎na binmeye çal‎‏an bir engelliye yard‎mc‎ olmak bir sadakad‎r. 14 Dinimiz, ِzürlü, engelli ve hastalarla ilgilenmeyi ve onlara yard‎m‎ te‏vik etmekte ve bunu sevap bir davran‎‏ olarak nitelemektedir.
 
------------------------------------------------------------------------------
 
Dipnot
 
1. Dü‏ünsel Dergisi, Mart, 2004 say‎: 10 s.1

2. Doç. Dr. فsmail Karagِz, آyet ve Hadisler I‏‎ً‎nda Engelliler, DفB, Yay., Ank. 1995, s, 9-10

3. Mustafa ضztürk, Hayata Dokunu‏- 2, فlke  Yay., فst. 2008, s. 23

4. Hasan Bacanl‎,  Eًitim Psikolojisi, s. 81

5. ضmer Bald‎k, Ansiklobedik Eًitim ve Psikoloji Rehberi, Tima‏ Yay., فst. 2005, s. 318-319

6. فbrahim ـnal, اocuk ve Biz, Nesil Yay., 2010, s.  96

7. فsmail Karagِz. a.g.e.,  s, 55

8. فsmail Karagِz, a.g.e.,  s. 62

9. Buhârî, Merda 1

10. Ahmed b. Hambel, c.3 , s. 24

11. Tirmizî, Zühd, 56

12. Buhârî, Marzâ7

13. Ahmed b. Hambel, c. 5, s.168-169.

14. Ahmed b. Hambel, c. 2, s. 350
 


 


* BENZER KONULAR

Hayra Da Şerre De Aracılık Eden Onu İşleyen Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:17 ÖÖ]


En Tehlikeli Mikrop Çeşidi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:51:19 ÖÖ]


İnsan ve İman 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:17 ÖÖ]


Haklısın Demeyi Bilebilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:33:45 ÖÖ]


Yaratılış Gayesini Bize Peygamberler Öğretti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:03 ÖÖ]


Asfa Temiz Kalpler Korosu - Tertemiz 2 2016 - 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:10:26 ÖÖ]


Dinin Faydası Önce Dünyadadır Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:02:58 ÖÖ]


Hayatı Kul Olarak Yaşamak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:53:03 ÖÖ]


Ahir Zaman Bilinci Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:43:18 ÖÖ]


Ölüm Gününüz Doğum Gününüz Olsun Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:37:24 ÖÖ]


Cemiyette Hayır Koymayan Günahlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:26:30 ÖÖ]


İman Ettik Demekle Kurtulacakmısınız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:43 ÖÖ]


Mutlu Evlilikler Nasıl Gerçekleşir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:50 ÖÖ]


Kaliteli Kulluğun Kriterleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:45 ÖÖ]


Mucize Bir Yeteneğimiz Konuşmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:30:58 ÖÖ]


Her Hastalığın İlâcı Vardır Yalnız Ölüme Çare Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:54 ÖÖ]


Kuran'a Daha Sıkı Sarılmak Gerek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:42:36 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:37:25 ÖS]


Ahir Zamanda Doğru Düşünebilmek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:28:33 ÖS]


İtikadın Bozulması Amelleri Heba Eder Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:18:31 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41