Gönderen Konu: Öşüre Tâbi Olan veya Olmayan Ürünler  (Okunma sayısı 82 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 631
    • www.fanidunya.net
Öşüre Tâbi Olan veya Olmayan Ürünler
« : Temmuz 28, 2023, 04:22:46 ÖS »


Öşüre Tâbi Olan veya Olmayan Ürünler

Müslümanların, öşür ibâdetini zamanında edâ etmeleri gerekir. Günümüzde bu ibâdetin ihmal edildiğini görüyoruz. Türkçe fıkıh kitaplarında; hangi tarım ürünlerinin öşüre tabi olduğu, hangilerinin olmadığı konusunda farklı malûmatlara rastlamadım. Bazı ilmühallerde, kavun, karpuz, salatalık, mevsimlik sebzeler, mevyalar ve bunlar gibi kısa zamanda bozulabilen tarım ürünlerinin öşüre tabi olmadığı, buna mukabil buğday, arpa, yulaf, pirinç ve bunlar gibi dayanıklı olan ürünlerin öşüre tabi olduğu ifade edilmektedir.

Hangi ürünlerin öşüre tâbi olduğunu tesbit için, ûlemanın üzerinde ittifak ettiği bir ölçü var mıdır?  Zekâtın edâsı için malın üzerinden bir yılın geçmesi gerekir. Toprak mahsullerinin zekâtı olan öşürün edâsı için böyle bir zaman sözkonusu mudur?  Bazı fıkıh kitaplarında balın öşüre tâbi olduğu, fakat en az bal kadar değerli olan ipek kozasının tâbi olmadığı belirtilmektedir. Bunun sebebi ve hikmeti nedir?” diyorsunuz.

CEVAP: Mektubunuzu özetlemeye gayret ettim. Allah’ın (cc) insanların ihtiyaçlarını karşılamaları için yarattığı tahıl, hurma, üzüm, bal, zeytin, meyva ve bunun gibi nimetlere şükür için öşür farz kılınmıştır. Bu hakikat muhkem nassla sabittir: “O çardaklı ve çardaksız bağları, o meyvaları, tatları çeşitli hurmaları, mezrûâtı, zeytinleri, narları -birbirlerine hem benzer, hem benzemez bir halde- yaratan ve yetiştiren O’dur. Her biri mahsûl verdiği zaman mahsulünden yeyin. Devşirildiği ve toplandığı gün de hakkını (öşrünü) verin. İsraf etmeyin. Çünkü O (Allah) israf edenleri sevmez.’(El En’âm Sûresi:

141) Hz. Abdullah İbn Abbas’a (ra ) ve Hz. Enes b. Mâlik’e (ra) göre bu Âyet-i Kerime’de yer alan ‘hakkını verin’ emri öşürün vücûbunun delilidir. Hz. Câbir b. Zeyd (r.a) ’devşirildiği ve toplandığı gün de hakkını verin’ âyetinde yer alan ‘hak’ lafzıyla ilgili olarak; “Bu farz olan zekâttır. Eğer öyle olmasaydı ‘İsraf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez’ denilmezdi.”(1) İslâmi ıstılâhta öşür, toprak mahsullerindan alınan zekâtın ifadesidir. Ticaret mallarının üzerinden bir yıl geçmesi (havelân-ı havl) zekâtın vücûbunun şartlarındandır. Öşür için Allah (cc) ’devşirildiği ve toplandığı gün de hakkını verin’ buyurduğu için, mahsulün elde edildiği ana itibar edilir. Mahsulün üzerinden bir yıl geçmesi gerekmez. İmam-ı Merginani, bu meseleyi izah ederken şu tesbitte bulunmuştur: ’Öşürde mahsulün üzerinden bir yıl geçmesi gibi bir şart aranmaz. Zira havelân-ı havl, malın nemâlanması/üremesi içindir. Halbuki toprak mahsullerinin hepsi nemâdır.’(2)

Müftâbih kavle göre öşürü verilmesi gereken mahsülden, öşür verilinceye kadar yemek câiz değildir. Zâhiriye’de de böyledir. Ancak öşür miktarı ayrıldıktan sonra yemek helâl olur. İmam Ebû Hanife (rh.a), ‘Bir kimse öşürü verilmemiş mahsulden yediğini ve yediğinin öşrünü borçlanmış olur’ buyurmuştur. Serahsi’nin Muhıyt’inde de böyledir.(3) Bu ibâdetin edâsı için mükellefin Müslüman olması şarttır. Dârû’l İslâm’da yaşayan gayr-i müslim /zimmîler ibâdete ehil olmadıkları için, onlardan öşür değil, haraç alınır. Muteber fıkıh kitaplarında, aynı araziden hem öşür, hem haraç alınamıyacağı ifade edilmiştir. Fakih sahabelerden Hz. Abdullah İbn-i Mesûd (r.a) Peygamberimiz Efendimiz’in (sav), ‘Müslümanın arazisinde öşür ve haraç birleşmez’ buyurduğunu haber vermiştir. Arazi sahibinin aynı anda hem müslüman, hem gayr-i müslim olması düşünülemiyeceği için bu ikisinin birleşmeleri mümkün değildir.”(4) Reddü’l Muhtar’da; ”Öşrün zekât olduğunda şüphe yoktur. Hatta o da zekâtın verildiği yerlere verilir”(5) hükmü kayıtlıdır. Bu tesbitten sonra ‘hangi ürünlerin öşüre tabi olduğunu tesbit için, ûlemanın üzerinde ittifak ettiği bir ölçü var mıdır?’ sualinize geçebiliriz. Bütün müctehid imamların üzerinde ittifak ettiği bir ölçü yoktur. Hatta İmam-ı Azam Ebû Hanife (rh.a) ile İmameyn’in (rh.a) ‘hangi ürünlerin öşüre tabi olduğu’ konusunda farklı ictihadları vardır. İmam Ebû Hanife’ye (rh.a) göre ’Verimli arazilerden elde edilen her mahsul öşüre tabidir. Bu konuda hububat, baklagiller, meyvalar, reyhanlar, gül, safran, vers ve vesime gibi mahsuller birbirine eşittir. Bu Abdullah ibn-i Abbas’ın (ra) da görüşüdür. Rivayet edildiğine göre İbn-i Abbas (ra) Basra’da vali iken baklagillerin on destesinden bir deste öşür alırdı. İmam Ebû Yusuf (rh.a) ve İmam-ı Muhammed’e (ra) göre “ bozulmaksızın bir yıl kalabilen, özel bakım/koruma istemeyen, ölçü ve tartı ile alınıp-satılabilen mahsüllerde öşür gerekir. Dayanıklı olmayan ve uzunca süre bozulmadan kalamayan kavun, karpuz, salatalık ve bunun gibi mahsullerde öşür yoktur.’ Mektubunuzun sonunda yer alan ‘fıkıh kitaplarında balın öşüre tabi olduğu, fakat en az bal kadar değerli olan ipek kozasının tâbi olmadığı belirtilmektedir. Bunun sebebi ve hikmeti nedir?” sualine gelince: İmam-ı Serahsi ‘El Mebsut’ isimli eserinde bu meseleyi izah ederken şu tesbitte bulunmuştur: ‘Hz. Abdullah b. Amr b. El As’dan (ra) rivayet edildiğine göre; Cürhüm’den bir toplum (aşiret) olan Ben-i Samir’in bal arıları vardı. Onlar balın her on kırbasından bir kırbasını Rasûlullah’a (sav) öşür olarak veriyorlardı. Hz. Ömer (ra) halife olunca, Süfyan b. Abdullah El Sakafi’yi öşür almak üzere onlara gönderdi. Ama onlar öşür vermek istemediler. Bunun üzerine Abdullah, Halife’ye bir mektup yazdı. Halife Hz. Ömer cevabında, ‘Rasûlullah’a (sav) verdikleri öşürü vermeleri halinde vadilerini korumasını, vermezlerse insanlar ile onların arasından çekilmesini ve onları haramîlerle baş başa bırakmasını’ yazdı. Bunun üzerine arı sahipleri balın öşürünü verdiler. Ebû Seleme’nin (ra) Ebû Hureyre’den (ra) rivayet ettiğine göre Peygamberimiz Efendimiz (sav) Yemenlilere ‘Balda öşür (onda bir zekât) vardır’ dedi ve bunu yazı ile bildirdi. Balda öşrün varlığının makûl olan açıklaması şudur: Arı ağaçların çiçeklerinden ve meyvelerinden yer. Nitekim Allahü Teâlâ (cc), bal arısına, ‘Sonra meyvelerin her birinden ye..’ (En Nahl Sûresi; 69) diye ilham etmiştir. Bu durumda arıdan meydana gelen bal, çiçeklerden ve meyvelerden oluşur. Öşrî arazide olduklarından, meyvelerde de öşür olduğuna göre, onlardan meydana gelen balda da öşür var demektir. Eğer arı haracî bir arazide bulunuyorsa, onun balından öşür alınmaz. Çünkü haracî arazide yetişen ağaçların meyvesinde öşür yoktur. Bu durum arı ile ipekböceği arasındaki farkı da ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi ipekböceği yaprak (dut yaprağı) yer. Yaprakta öşür yoktur. Bu sebeble yaprak yiyen ipekböceğinin mahsulünden öşür alınmaz.’ (6) Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

-----------------------------------------------------------------------------

(1)   İmam-ı Beyhaki- Es Sünenü’l Kübra- Beyrut: ty C: 4 Sh: 132,

 (2)   İmam-ı Merginani - El Hidaye Şerhû Bidayetü’l Mübtedi-Kahire: 1965 C: 1 Sh: 109

(3)   Şeyh Nizamüddin ve Heyet- El Feteva-ı Hindiyye- Beyrut: 1400 C: 1 Sh: 187

(4)   İmam-ı Zeylâi- Nasbu’r Raye- Haydarabat: ty. C:3 Sh: 439 Ayrıca İbn-i Hümam- Fethû’l Kadir- Beyrut: 1315. C: 4 Sh: 36, İbn-i Nüceym-El Bahru’r Raik-Kahire: 1311 C: 2 Sh: 254,

(5)   İbn-i Abidin- Reddü’l Muhtar-İst: 1983 C: 4 Sh: 133.

(6)   İmam-ı Serahsi- El-Mebsût- Kahire: 1324 Bsk. Ofset Beyrut: ty C: 2 Sh: 216.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41