Gönderen Konu: Hak, Hukuk Ve Adalet  (Okunma sayısı 62 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 631
    • www.fanidunya.net
Hak, Hukuk Ve Adalet
« : Mart 03, 2024, 08:47:39 ÖÖ »


Hak, Hukuk Ve Adalet

Yarattığı her şeyi güzel yaratan Rabbimiz, insanı da en güzel bir şekilde yaratmıştır. Ona güç kuvvet, eller, ayaklar, kulaklar, gözler ve kalp vermiş, mafsallarını pekiştirmiştir. Ona ruhundan üflemiş, konuşmayı öğretmiş ve doğru yolu göstermiştir. Nitekim Rabbimiz;
“Ey insan! İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir? O Allah ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi. Seni dilediği herhangi bir şekilde parçalardan oluşturdu.” (İnfitar 6-8) buyurarak; ruhuyla, bedeniyle, suretiyle, siretiyle en mükemmel şekilde yarattığı insana bu yaradılışına ters davranmamasını emretmektedir.
Rabbimiz bunun yolunu da ayetleri ile bize haber vermektedir.

“Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda müthiş bir kuvvet ve insanlar için birçok faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.” (Hadid 25)

Bu ayet müslüman toplumun yol haritasını çizmektedir. Toplum nasıl şekillenmeli ve yoluna nasıl bozulmadan devam etmeli. Toplumların hayatiyetini devam ettirebilmelerinin temel şartı olan adaletin gerçekleştirilmesinin ancak elçilere kulak vermek ve Allah’ın kitabına tâbi olmakla mümkün olacağı haber verilmektedir.

Rabbimizin kulları için sınırlarını belirlediği “hak” yine Rabbimizin kulları için ilkelerini belirlediği hukukla ölçülürse adalet gerçekleşebilir.

Hak, hukuk ve adaletin engellenmesi durumunda ise Rabbimiz: “…kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydaları bulunan demiri yarattık.” buyuruyor.
Yani hak, hukuk ve adalet tanımaz insanların demirin gücünden yararlanılarak hizaya getirileceği bize haber verilmektedir.

Evrensel bir adaletin gerçekleştirilmesi ancak evrensel bir hak, hukuk anlayışının hâkim kılınması ile mümkün olur. Aksi halde gücü elinde bulunduran, ben yaptım oldu anlayışı ile hakkı da, hukuku da, adaleti de oldubittiye getirerek, hatta kendi belirlediği ilkeleri de çiğneyerek zulmünü icra eder.

Dinin, aklın, nefsin, neslin, malın emniyetinin sağlanmadığı hiçbir ortamda haktan, hukuktan ve adaletten bahsedilemez. Hayatın tamamını kuşatan hak, hukuk ve adaletin gerçekleşmediği ortamlarda da huzur ve sükûndan bahsedilemez.

Rabbimizin kullarına dünya hayatında zorlamadığı inancı, kullar kendi belirlediği ilkelerle zorlarsa, insanlar inançlarını hayatlarına yansıtamazlarsa, akla zarar veren her şey mubah olursa, can, mal ve nesil emniyeti kalmaz. İnsanlar geleceklerinden endişe duyar hâle gelirse orada insanların mutlu ve huzurlu olmaları mümkün olmaz.

İslam, hak, hukuk ve adaletin gerçekleşmesi hususunda şaşmaz prensipler koymuş, inananlardan da bunların gerçekleştirilmesini şiddetle istemiştir.

Haklar ister maddî ister manevî olsun, ister ferdî ister toplumsal olsun, ister müslimin ister gayrimüslimin hakkı olsun fark etmez. Bu hakların, elle, dille, hatta kaş ve göz hareketleri ile bile olsa çiğnenmesine asla müsaade etmez. Haksızları hem dünyevî, hem uhrevî cezalarla tedib eder.

Nitekim Rabbimiz:

“…İnsanları arkadan çekiştiren kaş göz işaretleri ile alay eden her kişinin vay haline.” (Hümeze 12) buyurarak insanların şahsiyetlerini zedeleyenler tehdit edilmektedir.

İnsan haklarından hayvan haklarına kadar; inanç ve düşünce özgürlüğünden yaşama hakkına kadar; akıl ve insan onurunun korunmasından mülkiyet hakkına kadar bütün haklar koruma altına alınmıştır ve muhteremdir.

“Rabbin dileseydi yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken sen insanları inanmaya mı zorlayacaksın?” (Yunus 99)

“Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın…” (İsra 33)

“Yoksulluk korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin…” (İsra 31)

“Birbirinizle alay etmeyin, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir…” (Hucurat 11)

“Zinaya yaklaşmayın çünkü o çirkin bir iş ve kötü bir yoldur.” (İsra 32)

“Mallarınızı aranızda haksız yere yemeyin…” (Bakara 188)

“Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve tartıyı da doğru terazi ile yapın!” (İsra 35)

Rabbimiz çoğu İsrâ suresinde geçen yukarıdaki ayetlerden sonra 39. ayette şöyle buyurmaktadır.

“İşte bunlar Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdir. Allah ile birlikte başka ilah edinme. Sonra kınanmış ve uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın.”

Yani Allah’ın hikmetlerinden başka bir hikmet, Allah’tan başka da ilah arayan cehennemi boylamaktadır. Çünkü O’nun hüküm ve hikmetinden başka hüküm ve hikmet aramak, O’na eş ve ortak koşmak demektir. Hayatın her safhasında hak ve adaletin gerçekleşmesi Allah ve ahiret inancının gücüyle alakalıdır. Nitekim asr-ı saadetten günümüze kadar nerede ve ne zaman Allah’ın razı olduğu şekilde yaşanmışsa orada hak ve adalet ayakta kalmış, nerede aksi yapılmışsa orada da hak ve adalet zayi olmuştur.

Çünkü İslam hayatın her sahasında ve her şartta hak ve adalete riayeti emretmektedir.
“Ey iman edenler kendinizin, ana babanızın veya akrabalarınızın aleyhine olsa bile Allah için şahitler olarak adaleti ayakta tutan kimseler olunuz.” (Nisa 135)

Rabbimiz inananları, akrabaları, ana babaları, hatta kendi aleyhlerine bile olsa adaletin ayakta kalabilmesi için hakkı söylemeye davet ediyor. Hakkıyla inanan bir toplumda haksızlık ve adaletsizlik olamaz.

“Ey iman edenler Allah için adaleti ayakta tutan gözcüler olun. Bir topluluğa olan kızgınlığınız sizi adaletsizliğe sevk etmesin” (Maide 8)

Şu halde ne sevgi ve muhabbet, ne kin ve nefret mümini söz ve fiillerinde hak ve adaletten ayıramaz. Nitekim Rabbimiz:

“Kitabı ve mizanı hak olarak indiren Allah’tır.” (Şura 17) buyurarak kulun söz, fiil ve düşüncelerini bu mizana, teraziye vurmasını emretmektedir.

Günümüzde de adaletin sembolü terazidir. Terazinin topuzunu ellerinde tutanlar teraziye istediği şekilde müdahale etmektedirler. Bundan dolayıdır ki günümüzde yeryüzünde hak ve adalet zayi olmaktadır. Ne gariptir ki hak ve adalete tecavüz de hak ve adalet adına yapılmaktadır. Hukuku katledip hakkı gasp eden zalimler, topuzuna müdahale edemedikleri adalet terazileri kurulunca kaçacak delik arayacaklardır.

Rabbimiz:

“Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş) bir hardal tanesi kadar dahi olsa onu (adalet terazisine) getiririz.

Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.” (Enbiya 47) buyuruyor.

Bir zamanlar bizden hak ve adalet dilenenlerin kapısında, bu milleti hak ve adalet dilenir hâle getirenlere yazıklar olsun.

Gandi: “Haksızlık yapıp tüm insanlarla birlikte olmaktansa, adaletli davranıp tek başına kalmak daha iyidir.” der.

“Allah adaletle davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabaya bakmayı emreder. Çirkin işleri, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünesiniz diye Allah size öğüt veriyor.” (Nahl 96)

Nureddin Soyak

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41