Gönderen Konu: MÜLK ALLAH’INDIR  (Okunma sayısı 1357 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
MÜLK ALLAH’INDIR
« : Ocak 02, 2015, 04:13:41 ÖS »

 
 MÜLK ALLAH’INDIR

Fani hayata vahiy nuruyla bakabilenler hayatı anlar ve anlamlandırır. Hayatında Rabbinin kendisi için bahşettiklerini en güzel şekilde değerlendirir. Hayata hizmet etmez hayatı kendine hizmet ettirir. Hayatın nimetlerini sadece fani hayatın hizmetin vermek felakettir.    Hayatın nimetlerini ebedi hayatın kazanımında kullanmak lazım. Rabbimiz hayatı ve nimetlerini dünyanın nafakası ahretinde de kazanımı için bahşetmiştir. Gafiller hayatı ve nimetlerini bu dünya için harcayıp tüketmekte, ahrette ise eli boş kalmaktadır.   Kul hiçbir zaman hayatın ve nimetlerinin Allah’ın bir bağışı olduğunu unutmamalıdır. Bu nimetleri kendi kabiliyet ve başarısından bilen azar. Şeytan’ın izini takip edenler hep nefislerini putlaştırmıştır. Mülkün Allah Teâlâ’nın olduğunu hayatın ve nimetlerinin emaneten verildiğini unutmuşlardır.

Rabbimiz;

“Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır buyurmaktadır.” (Al-i İmran 189 )

Bu ilahi ferman’ı unutmak büyük bir gaflet, ebedi nedamettir. Mülk rabbimizindir. Allah’ın mülkünde mülk iddiasında bulunmak abesle iştigaldir, haddi aşmaktır.

İnsan rabbine aidiyeti unuttuğu an insan için büyük bir felaket başlamıştır. Rabbine aidiyeti unutmayan insan ise hiçbir iddianın sahibi olamaz, benliğini bitirir, hiçliğini anlar, hiçbir şeyin gerçekte kendine ait olmadığını, kendinin de rabbine ait olduğunu hiç unutmaz.

Rabbimiz de;

“De ki; Hayatım ve ölümüm hep âlemlerin rabbi Allah içindir.” buyurmaktadır. (En’am 162)

Rabbimiz böyle dememizi ve böyle olmamızı emrediyor. Müslüman dediği gibi olmak zorunda, Müslüman ise Allah’a tabi olmak zorunda, hayatı Allah için yaşamak zorunda. Hayatı Allah için yaşamayanların ölümü Allah için olmaz. Hayat, hayat sahibi için yaşanır, hayatı Allah için yaşayanların ölümü de Allah için olur.

Hayatımıza bakalım, kulluğumuzu test edelim, sevgilerimiz, nefretlerimiz, korkularımız, cesaretlerimiz, iyiliklerimiz, kötülüklerimiz, kaygılarımız, endişelerimiz niçin?

Rabbimiz; “Ey insanlar Allahtan korkun herkes yarına ne hazırladığına baksın.” buyurmaktadır. (Haşr 18)

Allahtan hakkıyla korkanlar Allah’ın bahşettiği hayatı süfli arzu ve istekler peşinde tüketemez, yarına hazırlık için değerlendirir. Fani hayat üç gün gibi görünse de tek günden ibarettir. Dün geçmiştir. Yarının ne olacağı meçhuldür. Gün bu gündür. Hatta Hayat bir andır. Müslüman o anı kurtarma gayretinde olursa bunu hayat tarzı haline getirirse, dününü de, gününü de, yarınını da kurtarır.

Rabbimiz; “Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insanlar anlar. Fakat bu anlamanın ona ne yararı var?

“Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim.” Der.

Artık o gün Allah’ın edeceği azabı kimse edemez.” buyurmaktadır. (Fecr 22-25)

Fani hayatlarında, baki hayatları için bir şeyler hazırlamayanlar, Rabbin emri geldikten sonra hatalarını anlarlar ama bu ne işe yarar. Ebedi hayat yarındır çokta yakındır. Onun için bir şeyler hazırlamaya bak. O öyle bir yarındır ki hiç bitmez. Dünya elin eşeği onun için kaygılanma türkü çağırarak ara, aramasan da o seni arar bulur. Ahret’i ise can havliyle ara, kaygıyla endişeyle ara, ona ulaşabilmek onu kazanabilmek için uykuların kaçsın, onu kazanmak için her türlü meşakkat ve sıkıntıya katlan. Mevlana hazretleri ne güzel söylemiş; “Mala mülke fazla sarılma ki vakti gelince kolayca bırakabilesin! Hem kolayca verip gidesin, hem de sevap kazanasın! Sen seni sımsıkı tutana sarıl ki, evvel de o dur, ahir de o dur.”

Her şeyini infak et, çünkü benim dediğin hiçbir şey sana ait değil. El bağından bağışlamak kolay olur derler, kendinin bağı mı var? Benim dediğin bağ kimin? Kimlerden sana ulaştı? Rabbinin sana verdiğini sen de onun yolunda infak eyle. Rasulullah (s.a.v) efendimiz; “Âdemoğlu malım malım deyip duruyor ey âdemoğlu! Yeyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” buyuruyor. (Müslim)

Bağım var iddiasında isen, Kur’an da rabbimizin haber verdiği bahçe sahiplerinin kıssasını öğren de ibret al. Rabbimizin ihsan ettiği bahçenin nimetlerinden fakir ve muhtaçları mahrum etmek istediler de

Rabbimiz;

“Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir bela onu sardı da bahçe simsiyah kesiliverdi.” buyuruyor. (Kalem 19-20)

Kimin malını kimden kaçırıyorsun bir tatil birkaç günlük zevkler için, bir yazlık için milyonlar, milyarlar harcarken fakir fukara için, garip gureba için, Allah yolunda ne harcıyorsun bir bak, akıbetin bahçe sahipleri gibi olmasın. Nereden kazanıp nereye harcıyorsun, helalin hesabı, haramın azabı vardır. Rızkın peşinde değil, rezzakın peşinde koş demişler dikkat et.

Rasulullah (s.a.v) efendimiz;

“Her sabah yeryüzüne iki melek iner, bunlardan biri;

“Allah’ım! Malını hak yolunda harcayana halefini (infak ettiğinin yerine yenisini) ihsan buyur!” diye dua eder.

Diğeri de;

“Allah’ım cimrilik edenin malını telef et!” diye beddua eder.” buyurmuştur. (Müslim)

Maddi infakın zaruri miktarı kırk ta bir olmakla beraber, gücünün yettiğince ihtiyaç fazlasından bol bol infak etmelidir. Aslında kişinin infak ettikleri kendinindir. İnfak edemedikleri kendinin değil.

 Rabbimiz;

“(Rasulüm!) sana hayrı (hasenat yolunda) neyi infak edeceklerini sorarlar.  De ki ihtiyaç fazlasını…” buyurur. (Bakara 219)

Bir gün rasulullah (s.a.v) efendimizin ailesi bir koyun kesmiş ve etini dağıtmışlardı.

Rasulullah (s.av.) efendimiz bir ara “Ondan geriye ne kaldı?” diye sordu.

Aişe validemiz;

“Sadece bir kürek kemiği kaldı.” Cevabını verdi.

Bunun üzerine rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu;

“Desene bir kürek kemiği hariç hepsi bizim oldu.” (Tirmizi)

Rasulullah (s.a.v) efendimiz infak etmeyi sever ve ashabını teşvik ederdi. Rasulullah (s.a.v) efendimizin güzide ashabı da ona tabi olarak, sürekli infak yarışında idiler. Tebük seferi için hayra davet edilince Hz. Ömer r.a. malının yarısını getirmiş, Hz. Ebubekir r.a. ise malını tamamını getirmişti.

Rabbimiz;

“Zatı ulûhiyetime yemin ederim ki eğer şükrederseniz, size olan nimetimi artırır da artırırım.” buyurmuştur. (İbrahim 7)

Şükür sadece sözle yapılmaz, gerçek şükür Allah’ın verdiklerinden infak ile olur. Nimetler kiminin şükrünü kiminin de gurur ve kibrini artırır.

Rabbimiz;

“Karun, Musa’nın kavminden idi, fakat onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti;

“Şımarma! Bil ki Allah şımaranları sevmez.” buyurmuştur. (Kasas 76)

O da ilahi ve nebevi ikazlara kulak asmadı nimetleri kendi nefsinden bildi. Neticesi dünya da felaket ahrette ebedi azap oldu.

“Nihayet biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah’a karşı kendisine yardım edecek herhangi bir topluluk olmadığı gibi, o kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi.” (Kasas 81)

Rabbimiz, malın kulu olanların akıbetini gayet açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İnsanların kimi yoklukla imtihan olurken kimi de varlıkla imtihan olmaktadır.

Rasulullah (s.a.v.) efendimiz;

“Şükrünü eda edebileceğin az mal, şükrünü eda edemeyeceğin çok maldan daha hayırlıdır.” (Taberi) buyururken, diğer bir hadisinde;

“Ya Rabbi! Fakirlik ve zenginliğin fitnesinden sana sığınırım.” (Müslim) diye dua buyurmuştur.

Müslüman için en büyük zenginlik kanaat, tevekkül ve teslimiyettir.

Mal insanın en önemli imtihanlarından biridir. Onu muhafaza eden kurtulmuş edemeyen ise perişan olmuştur. Malın muhafazası ise iki şekilde olur. Birincisi madden, ikincisi ise manen muhafazadır. Malın madden muhafazasını insanlar kasalarda ve keselerde saklayarak gayet güzel yapmaktadır. Cimrilik nasıl malı muhafaza etmek değilse, saçıp savurmakta malı muhafaza etmek değildir. Malın manen muhafazası ise onu nereden kazanıp nereye harcadığına dikkat ederek olur. Mal helalinden kazanıp helal olan yerlere harcanıyorsa mal muhafaza edilmiş olur. Malın zekâtı, sadakası veriliyorsa mal muhafaza edilmiş olur. Yoksa mal dünyada da ahirette de insanın başına bela olur. Kul sahip olduğunu zannettiği mala emanetçi olarak bakabilirse malla olan imtihanını kazanır.

Rabbimiz;

“Onlara Allah’ın size verdiği Allah’ın malından veriniz.” Buyurmuştur. (Nur 33)

İmam kurtubi tefsirinde (Allah’ın) size (tasarruf için) vekaleten verdiği (mal) dan (onun uğrunda) harcayın. (Hadid 8) ayetini açılarken şöyle der; “Bunda mülkün aslında Allah’a ait olduğuna bir delil vardır. Kulun ise Allah’ın razı olacağı bir tasarruftan başka hakkı yoktur.” Devamla der ki; Bu ayet hakikatte malların sizin mallarınız olmadığına bir delildir. Siz o mallarda sadece bir naib ve vekil mevkiindesiniz. Sizden sonrakilerin eline intikal etmeden önce, onlarda fırsatı ganimet biliniz.” (Kurtubi tefsiri)

Mala vekil olan insan, malın tasarrufunda müvekkilin isteğini yerine getirmek zorundadır. Mal Allah Teâlâ’nın rızasına uygun şekilde kullanılmalıdır.

Rabbimiz;

“Allah’ın sana verdiğinden (onun yolunda harcayarak) ahret yurdunu gözet, dünyadan da nasibini unutma! Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sen de (insanlara) iyilik et.” buyurmuştur. (Kasas 77)

Dünya tüm içindekilerle birlikte, insan için gaye değil vasıtadır. Dünyayı yaradılış gayesine götüren bir vasıta olarak görenler ondan dünya ve ahret için gerekli istifadeyi sağlar. Dünyayı gayeye dönüştürenler ise ondan ne dünyaları ne de ahretleri için bir fayda temin edemezler. Ancak onun nimetlerinin hizmetçisi olurlar.

Nureddin SOYAK



 


* BENZER KONULAR

Keşke Bilmiş Olsalardı Gönderen: anadolu
[Bugün, 09:02:12 ÖÖ]


Temiz ve Murdar Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:57:55 ÖÖ]


Ahmaktan Kaç Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:51:12 ÖÖ]


Müslümanın 24 Saati Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:37:18 ÖÖ]


40 Ayette Merhamet Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:23:17 ÖÖ]


İmanla Yücelmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:43:19 ÖÖ]


Amellerin En Faziletlisi Allah İçin Sevmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:58 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:50 ÖÖ]


Kibirden Mahrûmiyet Hâsıl Olur Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:14:51 ÖÖ]


Her Gün Tekâmül Etmelidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:02:25 ÖÖ]


Güzel Geçimin Sırları. Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:42:25 ÖÖ]


Yol Azığı Sabır ve Namaz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:37:45 ÖÖ]


Yardımlaşma Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:26:22 ÖÖ]


Kur'an'da İnkarcıların Sıfatları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:11:43 ÖÖ]


Kur'an Psikolojik Hastalıklara Şifadır Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:07:51 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:40:51 ÖÖ]


Zamanın Nabzını Tutmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:34:18 ÖÖ]


Emanet Ahlakı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:25:04 ÖÖ]


Annenin Gözünde Çocuk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:11:50 ÖÖ]


Ömür Hak Yolunda Tüketilmeli Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:05:21 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42