Gönderen Konu: İnsanın Doğru Yolu  (Okunma sayısı 62 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5778
İnsanın Doğru Yolu
« : Şubat 17, 2022, 11:02:14 ÖÖ »
İnsanın Doğru Yolu

 O, göklerde ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoludur.” Şuara 53

İnsanların dünya ve ahiret mutluluğunu gerçekleştirmeyi hedefleyen İslam, dosdoğru yolun ta kendisidir.

O, hayatın bütün alanlarında dengeyi sağlayan ilahi bir nizamdır.

Allah'ın yolunu izleyen İslam toplumu da, her türlü aşırılıklardan arınmış örnek ve mutedil bir toplumdur.

İlk nesil Müslümanları ise bu doğru ve dengeli yolun örnek kişileri olmuşlardır.

Çünkü onlar, İslam düzenine hayat verip sonraki nesillere güzel ve kalıcı örnekler bırakmışlardır.

Kur’an, İslam'ın mutedil yapısının ve sahih uygulamasının korunmasını sağlamak için, insanda bulunan maddi ve manevi eğilimleri dengede tutan kesin ölçüler ve açık hükümler koyar.

Bunların başında da, 'heva ve hevesle hareket edilmemesi" gelir.

O, vahyin açık beyanları ve Peygamber (as)'in örnek uygulamaları dururken, insanların kendi heva ve hevesleriyle hareket etmelerini doğru bulmaz.

Kur’an, muhatap kabul ettiği insana çok yer ve değer verir.

Onu, sahip olduğu özellikler ve konumu gereği İslami hayatın temel taşı sayar.

Çünkü insan, kul olarak Allah'a inanma, İslam'a bağlanma ve halife olarak da dünyada aktif olup görevlerini yapmakla yükümlü bir varlıktır.

Şu halde, insanın atıl kalmasıyla bir bakıma hayat da durur; müspet gelişme ve ilerleme adına ne varsa yok olur.

İnsanın yapısı dikkate alındığında onun, "hidayete" muhtaç olduğu görülür. Bu ihtiyaç ancak İslam'ın dengeli yapısını, Kur’an’ın rehberliğinde hayata geçirmekle karşılanabilir.

Hemen belirtmeliyiz ki insandaki temel zaaf Allah'ı yok saymasından çok O'nun yanına veya yerine başkalarını koyma; ya da kendi nevasını ilah edinme noktasında odaklaşmaktadır.

Nitekim Kur’an-ın in indiği dönemde, Mekke'deki müşrik toplumun yapısı dikkate alınırsa, onların da Allah inancına sahip oldukları, gökleri ve yeri yaratan Allah'a inandıkları görülür. Bununla birlikte Kur’an, böyle bir toplumun din anlayışını değiştirmek ve düzeltmek için vahy edilmiştir. Demek ki Kur’an, öncelikle tevhidi inancını yerleştirmeyi, zihinlerdeki ve pratik hayattaki şirk şekillenmelerini gidermeyi hedeflemiştir. Doğru ve dengeli bir İslami hayat sürmek isteyen her insan, dikkatini Kur’an'ın bu hedefine çevirmeli ve onun amacına uygun bir yol izlemelidir.

Fert ve toplumun ıslahını hedefleyen Kur’an'ın amaçlarından biri de, insana Allah'ın kendinden razı olacağı davranış şekilleri kazandırmaktır. Bu amacını gerçekleştirmek için Kur’an, insana ilahi ölçüler sunar. Hayata bizatihi bu ölçülerle bakılmasını ister. İnsanların kendi nevalarını ölçü edinip bunları sistemleştirmeleri halinde, nefislerde başlayan bozulmanın, kısa sürede toplumsal tehlikeye dönüşebileceği uyarısında bulunur. Gerçekten de insanoğlu, aklını ve iradesini vahyin rehberliğinde kullanmadığı sürece yanılmakta; hak dinin sunduğu doğru yoldan uzaklaştığı nispette de yeryüzünde kötülükler artmaktadır.

Özellikle insanların hayatına egemen olan ayartıcı ve saptırıcı güçler. Kur’an ve sahih sünnetin öngördüğü şekilde dengeli ve kapsamlı bir İslami hayata imkân tanımamaktadır. Bunun neticesinde de, insanların hayat, bir takım şer unsurlarla kuşatılmış, inanç ve ahlak alanındaki sapmalar da alabildiğine büyümüştür.

Kur’an ve sünnet eğitiminden yeterince nasibini alamamış insanların, İslam'ın mutedil ve muhtevalı yapısından uzaklaş¬maya başlamaları, asırlara uzanıyor. Kur’an ve sünnet eğitiminin eksiksiz ve doğru olarak verildiği, İslam'ın özgür biçimde yaşandığı bir ortama kavuşmak için insanlar gereken gayreti gösteremiyorlar.

Bu olumsuz gelişmeler nedeniyle, sosyal hayatımız tevhit ve adaletin hakim olduğu bir yapıya kavuşamıyor. Nitekim bugünkü Müslüman kitlelerin izledikleri yolu, Kur’an ve İslam'ın ilk uygulamaları ışığında incelediğimizde, pek çok İslam dışı unsurları içerdiği açıkça görülmekte¬dir.

Kur’an'ın sesine kulak verdikleri ve onun gösterdiği yolda yürüdükleri sürece İnsanlar mutlu olurlar.

Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Başka yollara sapmayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınasınız diye Allah size bunları emretti. (En’am 153) mealindeki ayet, mümin kalıp mutlu olmanın yolunu göstermektedir.

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41