Gönderen Konu: Sevgi Emek İster  (Okunma sayısı 72 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı webtasarim

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 60
Sevgi Emek İster
« : Mart 02, 2024, 08:52:20 ÖS »


Sevgi Emek İster

Düşünüyorum   da, bir kimse diğer birini onu sevdiğini söylese karşısındaki ona nasıl   inanır. Karşısındakine sevdiğini söylemek yeterli olur mu, o inanır mı?   Yoksa sevmek bir sözden ibaret mi? Yahut sevgi , anlatılırken   söylenirken dahi farklı mı ifade ediliyor? Düşünün bir meyveyi çok   seversiniz , onu yemek istersiniz . Bir yeri seversiniz oraya sık gitmek   istersiniz. Bir rengi seversiniz, o renkten bir çok şeye sahip olmak   istersiniz .

     Bu misalleri çoğaltabiliriz .Lakin bir insanı seversiniz ,onu yemek   istemezsiniz herhalde. Ama onunla sık bir arada bulunmak, bir şeyler   yaptığınızda , yediğimizde hep onu hatırlayıp yanımızda olmasını   isteriz. Bir şeylerimizi (üzüntülerimizi-sevinçlerimizi ) onunla   paylaşmak isteriz. O halde sevmek için paylaşmak gerekli. Kendimiz için   istediğimizi onun içinde istemek gerekiyor. Peki ama insanların kalbine   sevgi damarcıklarını koyan kim?
 
  Bu sorunun cevabını Rum suresinin 21.ayetinin mealinde buluyoruz: “O’nun   ayetlerinden biri de kendilerine ısınasınız diye size kendi cinsinizden   eşler vermesi ve aranıza sevgi ve şefkat koymasıdır. Şüphesiz bunda iyi   düşünecek bir kavim için ibretler vardır.”
 
  Bazen düşünüyorum da Allah; insanların kalplerine birbirlerine karşı   duydukları sevgi, merhamet ve güveni koymazsa kim ne yapabilirdi?   Mesela; birbirini yıllarca hiç tanımamış iki insan hayatın bir sürecinde   bir şekilde tanışıp evleniyorlar. Ve bu iki insan yıllarca beraber   yaşadıkları yuvadan, sevdiklerinden ayrılıp; ikisi yeni bir yuvanın   temellerini atıyorlar. Yahut hayatın belli bir sürecinde tanışıp dost   oluyorlar ve neredeyse yedikleri-içtikleri bir oluyor. Eğer Allah   bunların kalplerine sevgi ve şefkati koymazsa kimin gücü yeter, kimin   gücü yeter onların anlaşmasını sağlamaya?
 
  Ve kalplere sevgiyi koyana karşı duyulan sevgi, Allah sevgisi...   Müslüman sevdiğini Allah için sevecek, buğz edeceğine Allah için buğz   edecekti. Ancak biz bunu ne kadar yapıyoruz?
 
  Sevdiğimizi söylediğimiz kimseler Allah’ın sevdiği, razı olduğu insanlar   mı?

Yapılmasından hoşlandığımız işler, fiiller Allah’ın razı olduğu   fiiller mi? Oysa biz Allah ve Resulünü sevdiğimizi söylüyoruz. Bu ne   çelişkidir, insan hem sevdiğini söyleyecek hem de sevdiğinin sevmediği   şeyleri yapacak? Bir düşünelim, kimleri seviyoruz, kimlere dostum, canım   ve arkadaşım diyoruz. Vaktimizi beraber geçirdiğimiz kimseler Allah’ı   hatırlatıyorlar mı? Sohbet ve söylemlerimizde Allah ve Resulü ne kadar   söz konusu oluyor? Bunların hepsi çok önemlidir; Çünkü yaptıklarımız   fikrimizdekilerin-kalbimizdekilerin hayata aksetmesidir. “ Allah’a ve   ahiret gününe iman eden bir topluluğu Allah’a ve Resulüne düşmanlık   edenlerle sevişir bulamazsın. Velev ki onlar, kendilerinin babaları,   yahut oğulları, yahut kardeşleri veyahut hısımları olsunlar...” (58/22)
 
  Şayet bizler Allah’ı ve Resulünü sevdiğimizi iddia ediyorsak (ki   ediyoruz) bunun için emek vermeliyiz, Allah’ın razı olduğu ameller   yaparak ve sevdikleri ile beraber olarak. Resulullahı örnek alıp   sünnetini öğrenip yaşarsak ve Allah Resulünün hoşlanmadığı fiillerden   uzak durarak sevgimizi yaşarız.
 
  Hani sloganik olarak söylenen bir söz vardır; “Dava yürek ister, bilek   ister”. Peki bu davaya sevgi duymayanlar yüreklerindeki anlık coşku ile,   bileklerine güvenip ne keder yol kat edebilirler. Allah ve Resulüne   duyulan sevgi kalplerine tam olarak sirayet edemeyenler; yazın en sıcak   olduğu günlerde, ürünlerini hasat zamanı bırakıp Allah ve Resulünün   çağrısına koşabilirler mi?
 
  Elbette ki anlık tereddütler olabilir. Ancak anlık sevgiler değil de, kalplerinde
 
  ebedi bir hayata kavuşabilme sevgisi yerleşenler anlık tereddütlerini   çabucak aşarlar, aşabilirler. “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka   bir şey değildir. Elbette ahiret yurdu takva sahipleri için daha   hayırlıdır. Hala aklınız başınıza gelmeyecek mi?” (6/32)
 
  Ve sırası geldiğinde mallarından verebilenler, canlarından da vazgeçip   malın da,canın da gerçek sahibinin vaat ettiği cennete koşacaklardır.   İşte Müminler, işte imanlarında sebat gösterenler, işte sevgilerinde   samimi olanlar bunlardır.
 
  Allah ve Resulüne duyulan sevgi İslam’ı öğrenip –yaşadıkça artar. Ve   iman kardeşliği ,saf ve temiz bir sevgi. Hiçbir menfaate hiçbir çıkara   dayanmayan sevgi. Tabiiki bunun ilk örnekleri Ensar ve Muhacir   kardeşliği. Günümüz toplumunda ise insanlar her gün adeta birbirlerinden   biraz daha uzaklaşıyorlar. Kendi kabuklarına çekiliyorlar. Bir yerine,   ben zamirini kullanmak daha cazip geliyor. Bunun adına ister   şehirleşmenin, ister modernleşmenin getirileri denilsin fark etmez. Her   şey sanallaşmaya doğru giderken, insanlar da bundan geri kalmıyorlar.   Ama sevginin sanalı olur mu?
 
  Olsa nasıl olur? Bilemiyorum, daha doğrusu böyle bir şeye sevgi denilir   mi? Sevgi sıcaklıktır, samimiyettir. Bazen dudaklardan dökülen söz,   bazen gözlerdeki ışıltıdır.

İnsan sevdikleri için emek sarf eder. Sevgi   fedakarlık, onun için bir şeylerden vazgeçmektir, paylaşmaktır. Haydi,   sevdiğini söyleyenler ! Varmısınız; Sevdiğiniz ve sevdiklerimiz uğruna   emek vermeye, gayret sarf etmeye.
 
  Rabbimiz, kalbimizde Müminlere karşı kin ve garaz-haset bırakma. Sevdir bize sevdiklerini, yerdir bize yerdiklerini.

Amin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41