Gönderen Konu: Tevhide Çağrı, Adalete Çağrıdır  (Okunma sayısı 97 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Tevhide Çağrı, Adalete Çağrıdır
« : Ocak 18, 2024, 09:09:03 ÖÖ »


Tevhide Çağrı Adalete Çağrıdır

Kur'an'ın/İslam'ın temel kavramlarından ikisi, tevhid ve adalettir. Anlam olarak aralarında o kadar sıkı ilişki var ki, bazen eş anlamlılar da. “Adalet, ‘Lâ ilahe illallah’tır.” (İbn Abbas R.A.) Bu gerçeği, ilk bakışta Nahl/36. ve 90. ayetlerde, Hadid/25. Ayet-i Kerime’de görebiliyoruz.

*Bütün peygamberlerin ve kitapların gönderilmesindeki maksat, yeryüzünde ADALETİN sağlanması, hak ve adalet temelinde/ilahi bir düzenin kurulması ve uygulanmasıdır (Hadid/25, Nahl/90, Şura/13, 17)

*İlahi mesajlarla gönderilen/görevlendirilen bütün peygamberler, kendi kavimlerine, Ancak ve sadece Allah Teâlâ'ya ibadet/kulluk/itaat etmeleri ve tağuttan da kaçınmaları çağrısında bulunmuşlardır. (Nahl/36)* Son ilahi mesajlar da (Kur'an) Son Elçi'siyle (A.S.) bütün insanlara gönderilerek tamamlanmıştır. (İbrahim/52, Sebe/28, Ahzab/40)

* Tevhid, bütün peygamberlerin ortak çağrısıdır. Tevhide çağrı; adalete, özgürlüğe ve cihada, barışa…

çağrıdır. Adalete ve barışa ulaşabilmek, ancak tağutla/zulümle mücadeleyle/cihadla mümkündür.

Peygamberler, Allah Teâlâ’nın egemenliğini kabul etmeyen zalimlerle/tağutlarla mücadele etmişlerdir.

Tevhidin zıddı şirk, adaletin zıddı zulümdür. Ve şirk, en büyük zulümdür. (Lokman/13)

*Adaletin sağlanması için hukuk da mizan da yeterli değildir. Bunu sağlayacak bir iktidara/güce ihtiyaç vardır. Bu güç, yönetim, teknoloji, bilim, eğitim alanlarında olduğu gibi, ahlâkî/manevî de olur. Haksızlıkların/zulümlerin önlenmesi, ihtilafların adaletle çözülmesi, temel hak ve güvenliklerin korunması, adaletli ve güçlü yönetimi zorunlu kılar. *Zulmün önlenmesi, adaletin sağlanması için Hakk’ yolunda cihad edenler de ortaya çıkacak. Böylece, adaletin tesisi konusundaki ilahi irade cihadla, iktidarla tecelli etmiş olacak.

*Adalet için, hem hukuka/yasalara/emir ve yasaklara, hem de şaşmaz/değişmez/hak mizana/ölçülere ihtiyaç vardır. Çünkü insanların ürettiği hukuk ve ölçüler, eksiklikler ve yanlışlıklarla maluldur; doğru ve adaletli olmayabilir. Hukuk, söz, egemenlik kavgası yapmayalım diye, Allah Teâlâ, hukuku da mizanı da kereminden indirmiştir. Büyük, ekmel bir nimet olarak. (Maide/3, Hadid/25, Şura/13, 15, 17)

*Allah Teâlâ; adaleti, ihsanı/iyiliği/güzel ahlakı, akrabaya yardımı emretmiş, çirkin söz ve davranışları, kötülükleri ve zulmü/azgınlığı yasaklamıştır. (Nahl/90) Kur’an’da hayır ve şerleri, iyilik ve kötülükleri en çok kapsayan/toplayan ayet, bu ayettir. (İbn Mes’ut R.A.) Adalet, la ilahe illallah’tır. (İbn Abbas R.A.) İlahi hakların ilki/başı tevhiddir. Her hakkın başı,  yüce Allah’ın hakkı olan ilahlık haklarıdır; ortak ve benzerleri ortadan kaldırmak, birliğine inanmaktır. * “Adalet,  Allah Teâlâ’ya eş-ortak koşmamak, denk ve benzer isnad etmemektir. (Hasani Basri R.A.)

*Arzu ettik ki, okuyucu kardeşlerimizle,  ADALET için gönderildiği bildirilen Kur’an-ı Kerim’de adaletle ilgili ayeti kerimeleri sure ve ayet numarası ile paylaşalım:

*Hadid/25, Nahl/90 *Bakara/143, 178, 228  *Al-i İmran/18, 21 *Nisa/3, 58, 105, 127, 129, 135 *Maide/8, 42, 78, 95, 106, 107 *En’am /115, 119, 151, 152 *Araf/29, 85, 89, 159, 181 *Enfal/58 *Nahl/76, 90 *Neml/60 *Şura/15, 17 *Hucurat/9 *Talak/2 *İsra/33, 35 *Hadid/25 *Rahman/8, 9, 41, 42, 60, 61 *Sad/ 22, 26 *Hud/84, 85, 112*Şûara/181, 182, 183*Mumtehine/8, 10*Yunus/4, 47, 54*Hicr/85 *Enbiya/47, 112 *Hac/25*Müminun/41 *Nur/10 *Ahzab/5 * Sebe/26  *Zümer/69, 75 *Mümin/20, 78 *Nebe/22 *Naziat/17, 37 *Mutaffifin/12 *Fecr/11

“Doğru” bilinmeden yanlışlar bilinemeyeceği gibi”, “hak” bilinmeden batıl da, adalet ve zulüm de bilinemez, doğru tanımlanamaz. Burada, şu sorunun doğru cevabı da önemli: Tanımlamaları kim yapacak, kim yapmalı? Herkesin kendine göre bir tanımı olsa, kargaşa, ihtilaf çoğalır. O halde, doğru, hak, adalet, zulüm vb. kavramları en doğru belirten, bilen, bildiren/her şeyi hakkıyla bilen Allah Teâlâ’dır.

*Adalet; bir şeyin, bir hakkın sahibine/ait olduğu yere konması, verilmesi anlamıyla tevhidi okuduğumuzda; insanlar üzerinde egemenlik hak ve yetkisinin onları yaratan ve bilen, sayısız nimetler veren adalet, merhamet, hikme, ilim yönleriyle de sınırsız Allah Teâlâ’ya ait olduğu gerçeği ortadadır. Bu anlamda, İslam’ın temeli/özü tevhid, adaletin baş tacı olmuş olur.

Uluhiyet, rububiyet, hâkimiyet hak ve yetkisi sadece ve ancak Allah Teâlâ’ya aittir. Bu yetkiyi kabul etmeyen, aykırı olan her inanç, fikir, ideoloji, tağuttur; batıldır; red ve inkâr edilmelidir ki, tevhid gerçekleşebilsin. La mabude illallah…

Bu gerçeğin kabulü adalet, red ve inkarı ise zulüm/şirktir. Bu da, en büyük, affedilmez zulüm/şirktir. (Nisa/ 48, 116.  Lokman/13, Tevbe/31)

Tevhid en yüce adalet,  “şirk de en büyük zulümdür”. (Lokman/13)

*Adalet,  göklerin ve yerin kendisiyle ayakta durduğu ilkedir. “Mülkün temelidir.”

Tevhid; İslâm ağacının çekirdeğine/binasının temeline; adalet ise, ağacın gövdesine, binanın direğine benziyor…

*Allah Teâlâ’nın kevni/tabiat düzeni/ayetleri nasıl eksiksiz, kusursuz, muhteşem ise, bunun gibi, bizim yararımız için biz insanlara teklif ve tavsiye ettiği teşri/hukuk düzeni de öylece kusursuz, eksiksiz, eşsiz, üstün ve ekmeldir. Biz de gerek İlahi, gerekse beşeri düzenleri/yolları seçmek donanımında ve özgürlüğünde kulluk sınavındayız.

*Emanetleri ehline vermek adalet, vermemek de zulümdür.

*Hem adalet terazisi, hem de ticaret terazisi doğru ölçüp, tartmalı ki toplumda denge/düzen, adalet ve barış sağlanabilsin.

*Adalet emri herkese olmakla birlikte, daha çok siyasetçilere ve ilim adamlarınadır. Bu iki sınıf, düzeldiğinde halk düzelir. (S.A.S.)

Adalet ve tevhidin zıddı, zulüm ve şirktir.

*Kur’an ile yeryüzüne indirilen adalet nuru, yüzyıllar boyu dünyayı aydınlatmış ise de, ne yazık ki, son üç yüz yıldır, dünyamızda, Kur’an hükümlerinin terkiyle/semaya çekilmesiyle/yürürlükten ilgasıyla zulmün karanlığı egemen olmuştur. Kur’an güneşine sırt dönünce, zulmün karanlığına düştük; şaşkınca çırpınıp duruyoruz. Güneş kaybolmadı; yüzümüzü tekrar dönebilsek, yine üstümüze doğacak. Tağutların lütfunu bekliyoruz! Onlar,  bizi zaten zulme alıştırdılar; zulüm bize normalleşti de…

Her Cuma hutbesinde okunan Nahl/ 90.  Ayet-i Kerime’de,  yöneticilere adaletle muamele emri ile halka zulmetme yasağı da var.

Bizi,  Kur’an’ın diriltici mesajlarına çağırması gereken yöneticiler ve ilim erbabı, bizimle ilahi mesaj arasına duvar/engel olarak, hem kendilerine, hem de bütün insanlara zulmedebiliyorlar…

Onlar, adalet arayışındaki insanlara hâlâ, yanlış adresleri göstermeye devam ediyorlar. Tek ve doğru adres, Kur’an olduğu halde… Deneniyoruz.

Ölmeyecek/hesap gününe doğru gitmeyecek var mı?

Kur’an-ı Kerim’in bütün insanlara adalet için gönderildiğine, İslamsız adaletin, barışın ve saadetin de mümkün olamayacağına inanarak, imanımızı yeniden gözden geçirmeli değil miyiz?

Belki de ne kadar adalet varsa dünyada; o kadar da İslâm var…

"Emanetlere hıyanet edenin dini de namazı da, zekâtı da yoktur (makbul değildir) (S.A.S.)

"İslam'da en zor olan, emanetlere riayettir; en kolayı da, "la ilahe illallah"tır. (S.A.S.)

*"Adalet, la ilahe illallah' tır." (İbn Abbas R.A.)

Tevhid/adalet-şirk/zulüm mücadelesinde neredeyiz? Safımızı gözden geçirelim ve ahir zamandaki tevhid/adalet güneşinin üstümüze tekrar doğacağı kutlu zamanın bize müjdesini veren Resulullah’a (S.A.S.) sayısız salat ve selamlar sunuyoruz.

Bahaddin Elçi.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41